Topuk Sızısı

Yüzüm erken uyumaya dönük Bedenim yatakla bütün olma isteğinde Adımımı attım topuğum sızladı O nasıl sızlamak ola ki kemiğime girdiler de iliklerim gitti, Kemiklerime girdiler de iliğime verdiler burnumdaki acıyı. Her boş yatak sonrası önce gözlerim sızlardı Sonra burnuma hafif…

Zaman Aşımı

Dünlere yaslanmış sırtım Tıpkı bir ağaç gibi sağlam köklere dayandırdım kendimi Yılkı hayaller özgürlükten bahseder Paslanıyor keşkeler Yarım ağızla tutuluyor yas Tutamıyorum kendimi kimi zaman Laissez faire Ülkemin pragmatik lümpen fareleri Gemi su alırken keman çalar. Gülüyorum sadece olan bitene…

Yastık

Onunla evlenmemin çok nedeni vardı. Kibardı. Yakışıklıydı. Dahası, beni olduğum gibi seviyordu ama… Çocukken hep babamın yastığı olarak yaşayacağımı düşünüyordum. “Tombişim. Hani neredeymiş benim yastığım?” “Buradayım!” Sevinçle koşar, kanepede yerimi alırdım. Babam göbeğini salaya sallaya gülerek koltuğundan kalkıp gelir dizlerime…

Kartların Kaderi

Nasıl saklı bir dünya… Tepeden baksan masada tek kart var, hayat! Yandan bakınca bir deste iskambil oluyor… Tek hayatı olan, sayısız insan gibi… Ya da tek insanın, sayısız hayalleri gibi… Hepsi çekileceği eli bekliyor… Kimi mutlu kupa, kimi sert maça…

Korona Bir Japon Markası

Kasabalı asabi wasabi Korona yıllarında kolera günlerini okuduğunda Tarihin sonuna çoktan gelmişti Fukuyama Zelzeleyi velveleye verenlere İyi bir ders oldu Fukişima Hele hele mavi yıldızın ahı tuttuğunda Dilerim tanrıdan sevişeme Semiramis Marmaris’i kemirememiş Aman mesafeyi koruyalım dönmeyelim yazlıktan Haşladığınız aşınız…

Leylek

Sokakta bir leylek var Leyleğin kanadı kırık Ama uçuyor. Dışarıda bir karamsarlık var Kanatları da var Ama olduğu yerden kurtulmuyor. İçimde bir umut var Kanatları yok Ama göğün altına inmiyor.

Ben Yokum Orada

Hangi hava alır götürür beni derin dehlizlere Işıksız, belki loş diplere Nerede kalabalık telaşlar varsa Nerede yakılmışsa ışıklar sonuna kadar bembeyaz Ben yokum orada Alırsın havanı sen de bir gün ey yolcu Arkana bakmadan gidersin dedelerin gibi Belki tahta gemilerde…

Mahmur

Gözleri hep mahmur olsa gerek Hep tek olduğu rüyasında Annesi yalnızlık kraliçesi Dokundurtmuyor uykunun çehresi. Yok olsa tek başına Kadıköy vapurunda Kimsenin haberi olmayacak Binlerce yalnızın şehrinde Fark edilmeyecek ödenmeyen kirası Unuttuğu evinin demir kapısında. Kızamıyor martılara Onun attığı simitlere…

Ağlayan Devler Kumarı

“Demek ki böyleymiş…” düşüncelerimizi sunmaya çalışıyoruz; daha fazlasını değil. Bundan âlâ kumar mı var? Sadece bir tahmini yaşıyoruz ve gölün maya tutmasını bekliyoruz. Peki; şu an tam olarak neden bahsediyoruz? İnsanların iletişim yöntemleri kadar neden iletişim kurdukları da önemli. Bir…

Rastgele

Evin içinde dönüp duruyorsun. Arada durup arka camdan sokağa bakıyorsun. Karşı apartmana girip çıkanlar oluyor. Bir kadın merdivenlerden çocuk arabasını çıkarmaya çalışıyor. Birbirinizi tanımıyorsunuz ama sen şimdi onun hayatından bir an’ı gördün işte. Bu, onu sana tanış yapar mı? Hani…

BİR KÜÇÜK NOT

İletişim: info@rihtimdergi.com

YAZI GÖNDER

Geçici bir süreliğine ekibimiz dışından gelen yazılar değerlendirmeye alınmayacaktır.

Detaylı bilgi için tıklayınız.