Sandalye Anıtı

Canıydı Saim, Semra’nın bir zamanlar, kanıydı. Allah’tan başka kimse ayıramazdı onları. Öyle demişti Semra. “Ölürüm başkasıyla evlenmem!” Denedi de ölmeyi, beceremedi. Hastaneden eve döndüklerinde baktılar olmuyor bu böyle, yıldırım nikâhına kadar gece gündüz başında nöbet tuttu ağabeyleri. İşin ucunda para…

Babamda

Üçüncü gün 17:10 Nasıl alkolik olunurmuş artık biliyorum. İçine sıkıştığım durumdan kaçamadıkça, alkol, acil çıkış kapısından feraha çıkartan geniş bir kapı. İnsan alkole sığınabilirmiş, anlıyorum. Kimse bana olmaz demesin. O ferah kapı gözümün önünde beliriveriyor. Bir paket sigara ve iki…

Şehir, Kitap ve Kırmızı Kuş

Özgü, kedili kitapçıdan çıkalı henüz birkaç dakika olmuştu. Dayanamayıp bir sürü kitap almıştı yine. “Okunacak olanlardan bir sehpa daha yapma vakti.” diye düşündü. Hatta bunu sesli söyleyecekti neredeyse ama kendisini tuttu. Akşam yemeğinden sonra sokağa bakan pencerenin önünde bitki çayını…

Yer Ölüm Gök Hayat

Hayat ve ölüm arasındaki ince çizgideyim. Bir sınır, dip, yol sonu, girdap, bir uç ya da dehliz… Etrafımı saran öfkeli kalabalığın nidaları arşa yükselirken kalbime çarpıyor. Zemin, ayaklarımın arasından kayıp gidiyor sanki. Sanki, amansız bir fırtınadayım, sonsuza dek pervane gibi…

Köyde Nü

İşte akın akın geliyor insanlar. Yurt dışından bile. “Şehir hayatında bunalmışlar için ne büyük nimet burası, diyorlar. Nimet deyince en çok ekmek yapmaya özeniyor bu şehirliler. Fırınların içine düşecekler neredeyse. Bir de yemeleri var ki sonrasında. Nasıl yemesinler dört yüz…

Bazı Birkaç Saatler

Ben Kenan. Dede adını taşıyan, biraz melankolik, biraz uykusuz Kenan… Yirmili yaşlarının sonunda, evden işe işten eve modunda; birkaç yıldır babaannesiyle yaşayan bir garip kulum. İçim içime sığmıyor bugün. Sabahı nasıl ettim bir ben biliyorum. Tam yirmi saat önce canım…

Ev

Önümdeki fileli göze dergimi, yanına kahve termosumu yerleştirdim. Minik yastığım sağ yanımda, sol yanımda çantam. İçinde bir dünya eşya. Bir de bakmışsın hepsi lazım olur. Muavin, elinde bir kâğıt, tek tek koltuklarda oturanları kontrol ediyor. Altı numara, benim yerim. Cam…

Elinde Bir Çiçek

Kahvaltıdan beri orada oturuyorsun. Bu demir çubuklu yüksek kapıdan, her zaman olduğu gibi yiyecek getiren arabaların ve personelin dışında giren olmadı bu saate dek. Ama sen inatla gözlerini yapıştırdın. Kaçıracaksın diye ödün kopuyor. “Bugün,” diyorsun, “yorgun kalbinin pıt pıtları pat…

Kayıp Ruhun Roma Günlükleri

Ristorante La Veranda’nın bahçe kapısı önünde ne zamandır dikildiğini tam olarak bilemiyordu. Üç sigarayı dibine kadar içmiş, gözlerini diktiği bahçeden içeriyi görebildiği kadarıyla birkaç masa daha müşterilerle dolmuştu. Serin yaz akşamına karışan çatal bıçak sesleri Roma sokaklarında yankılanmaya başlayınca mı…

Yarım Kalan Bir Hesap

Vakit ikindiyi aşmak üzere. Bugün yine dünü aratmayacak yoğunlukta bir mesai yaşıyorum. Puslu bardaklar temizlenmeyi bekliyor, tıpkı benim görünmeyen hayatım gibi. Loş ışık altında, sahte mi gerçek mi anlaşılmayan bir sürü yüz. Fonda, insan seslerinin bastırdığı hafif müzik ve ben.…

BİR KÜÇÜK NOT

İletişim: info@rihtimdergi.com

YAZI GÖNDER

Geçici bir süreliğine ekibimiz dışından gelen yazılar değerlendirmeye alınmayacaktır.

Detaylı bilgi için tıklayınız.