Nasıl saklı bir dünya… Tepeden baksan masada tek kart var, hayat! Yandan bakınca bir deste iskambil oluyor… Tek hayatı olan, sayısız insan gibi… Ya da tek insanın, sayısız hayalleri gibi… Hepsi çekileceği eli bekliyor… Kimi mutlu kupa, kimi sert maça…
Balık Hafıza
Perdesiz oyun hayat, her sıkıntıda daralma! Yer gök olmuş insan, sığmaz arşa Camilerde artık ihtiyaca göre dünyada Taşlar konmuş yan yana, diyorlar musalla Avluda üç cenaze, artık pratik bir arada Daha ikindisi var, bekliyorlar sırada Ne zamandır görmedim Tijen’i, Müjgan’la…
Gezginler
Kime derdim desem “Derdin ne?” derler Pirler Ve bir tebessümle süslenir çehreler Bilmez misin evlat? Derman ararken gönül pişer! Anadolu’nun tarlalarında rüzgârı arar dururum… Sorsam nerede eser yeller? Ya yüzdeki çizgilerden, derin yürektekiler Ya da kelamsız bir not defteri, viran…
Hırs’ı Devran
Ne zaman görsem, yüzün bakmaya Uyanacağımı bile bile rüyalara Su olsam, geçit vermez dağlara Umut çuvalıma, hayaller doldurup Yorulunca sarılıp, ona yaslanmaya Doyamadım… Durdum aheste, cihan-ı durakta Gelip geçen “yiğitsiz” destanlara Doymak bilmez, ipotek gırtlaklara Ateşkessiz “ben”lik savaşlarına Alev, alev…
İpek Böceği
Yok, öyle, benim derdim değer arşa! Ne yapayım, kozamda sessiz inziva… Her kozadan gömlek biçilmez, giymezler! Bu emekten gömlek değil, çıksa mendil anca, Onu da anlayanı bulacaksın da, takacak yakasına! Yoksa hâlin yaman, ipek bilmez, atar kenara… Salyan malum…
Gılgamış ve Kaf Dağı
Eşsiz bir hesap, anlaşılamayan Yaşadıkça, nefsi kat kat hayrete saran Anı değil, sonu gördükçe şaşırtan Kim bilir, kaç gezegende, nice zihinde yankılanan Formu değişse de, Tek aranan! Mezopotamya’nın, kadim destanına nakşolan Gılgamış’la, Kaf dağının ardına ulaşsan İçinde hep var olanı…
Seçilmiş Toprak
Bir tohumsan düşeceğin toprağı seçmelisin, Öyle ki zamanında gelişesin, o toprakta kök salıp güçlenesin! Ömür dediğin, çapanın bağlı olduğu zincir misali… Her doğan günde bir bakla açılır, engin denize biraz daha karışırsın Herkese farklıdır denizin derinliği, zincirin boyunca uzanırsın Arada…
Işık Oyunu
Bir ışık oyunu dünya, Kimi rengârenk kristallerin arasında, Kimi yeşil, kimi mavi, kimi kırmızı, fuşya… Çoğu salt çamur, kahverengi aslında! Renklidir anlık, üzerine ışık yansıdığında, Döner rengi özüne, gün geceye varınca Işık olmadan yığınlar anlamsız curcuna Pilates, yoga, alışveriş, gezer…