bu gece yıldızlar da kırmızı, gözyaşımız gibi soğuk o kadar ince, kesiyor içimizde her ne varsa sesler duyuluyor derinlerden acılar içinde haykırıyorum ben de duyulmuyor sesim nefes almıyor gibiyim burası benim sokağım değil tanıdık yüzler geçiyor, telaşlı bedenlerin üzerinde tanımadığım…
Spring, Summer, Fall, Winter… and Spring
Kim Ki-duk… Bu isim size tanıdık geliyor mu? Arirang, Zaman, Boş Ev gibi filmlere imzasını atmış Güney Koreli bu yönetmen 2020 yılında Covid-19 nedeniyle hayatını kaybetti ne yazık ki… Ardından pek çok ölümsüz eser kaldı geriye. Kim Ki-duk’un yönetmenliğini yaptığı…
Renkli Gülücük
Gökyüzü en tatlı maviliği ile gülümsüyordu insanlara. Fakat kimse başını kaldırıp bu güzelliğe bakmıyordu. Kendi işlerine o kadar dalmışlardı ki ne ışıldayan güneş ne de pamuk pamuk bulutlar umurlarındaydı insanların. Üzülmüştü gökyüzü. Ay’ı ve yıldızları ile de dikkatini çekemeyince sinirlenip…
Eski Bir Şehir
nereye gitsem peşimde bu kent ah şu gördüğüm her yeri şehrime benzetmelerim bak “şehrim” diyorum, nasıl da benim oluvermiş böyle apansız belki de usul usul sevmişim, alışkanlığım olmuş taşı, toprağı, kalabalıkları ve havası, suyu, yalnızlıkları… dilim susuvermiş, ruhum konuşkan; durup…
Şehir, Kitap ve Kırmızı Kuş
Özgü, kedili kitapçıdan çıkalı henüz birkaç dakika olmuştu. Dayanamayıp bir sürü kitap almıştı yine. “Okunacak olanlardan bir sehpa daha yapma vakti.” diye düşündü. Hatta bunu sesli söyleyecekti neredeyse ama kendisini tuttu. Akşam yemeğinden sonra sokağa bakan pencerenin önünde bitki çayını…
Yer Ölüm Gök Hayat
Hayat ve ölüm arasındaki ince çizgideyim. Bir sınır, dip, yol sonu, girdap, bir uç ya da dehliz… Etrafımı saran öfkeli kalabalığın nidaları arşa yükselirken kalbime çarpıyor. Zemin, ayaklarımın arasından kayıp gidiyor sanki. Sanki, amansız bir fırtınadayım, sonsuza dek pervane gibi…
Sürgün Ruhlar
ruhsuz bir geceye uyandığım kendimedir kendimedir susamışlığım ebedi bir yazgıyı taşıyorum alnımda sürgünüm, bahtsızım, tükenmişim… ölü bir yalnızlıktı taşıdığım kamburlaşmış anılar ağırlığınca gözyaşlarımın yolları nasırlı kurumuş pınarları… siyahın içinde gri gizliymiş derler beyazı saklarmış griler kül rengiymiş bütün anılar tüm…
Yabancı
Lekeli elleriyle kaldırdı ceviz sandığın kapağını. Odayı, yıllardır özgürlüğüne kavuşmayı bekleyen defne yaprağı kokusu sarmıştı. Kurumuş parçalanmıştı yapraklar, eline aldığında un ufak oldular. “Hayatım da böyle ufalandı gitti” diye düşündü. Açmaya eli, bakmaya gönlü varmadığı eşyalara baktı. Her biri de…
Bazı Birkaç Saatler
Ben Kenan. Dede adını taşıyan, biraz melankolik, biraz uykusuz Kenan… Yirmili yaşlarının sonunda, evden işe işten eve modunda; birkaç yıldır babaannesiyle yaşayan bir garip kulum. İçim içime sığmıyor bugün. Sabahı nasıl ettim bir ben biliyorum. Tam yirmi saat önce canım…