Kalan bir avuç suyu toksikle kaplanmış, ağaçları kurumuş, toprağı kuraklıktan çatlamış eski medeniyetin enkaz meydanına bir anıt gibi dikiliyor taht. Tüm dünya yıkılmış olsa da bir kese altın kucaklamak istiyor, sanki güç yüzüğünün peşinde Gollum gibi bir avuç avane.…
Boşlukta Süzülüyorum
Bir boşlukta süzülüyorum Bulutlara çarpa çarpa göğü deliyorum Süzülmek deyince düşmek mi gelir akla Evrene mi düşmek bu beni atmosferden atan Yoksa gözlerine çekilen bir kalem miyim neyim Sen misin benim evrenim Karanlığım ve güneşim Yıldızım toz bulutum Sen…
Rıhtım: Sayı 65
Tokmaklar ATM olmuşsa, parayı veren düdüğü çalıyorsa, teraziler de tek kefelidir sarayda. Gündem iki dudak arasında dönüp dururken arka bahçelerde hendekler kazılır. Her deliğe ölü gündemler gömülür. Toprak bitinceye dek sürer bu kısır döngü… Dün orman yakıp bugün yeni…
Rıhtım: Sayı 64
İki dudak arasına ipleri bağlı kuklalar, aynı şeyleri söyler hep bir ağızdan. Ağız ne kokarsa onlar da öyle kokar, ağız ne yöne dönerse onlar da o yöne döner dururlar. Sağdan sola, soldan sağa, bir fırıldaktır ağız dediğimiz organ. Kimin…
Rıhtım: Sayı 63
Bir rüyanın ortasında devam ediyoruz yaşama: gerçek dışı ama gerçek bir rüya. İzliyoruz, bağırıyoruz, susuyoruz, görüyoruz, duyuyoruz, uyuyoruz… Ve uyanıyoruz uykudan. Devam ediyoruz yaşamaya: rüya değil ama rüya gibi bir yaşam. İzliyoruz dev ekranlardan. Rıhtım dergisi, 63. sayısı ile…
Yangın Tüpü
ne bir söz ne anlam ne söylerim yalan dolan aklım başımda değil aklım avare aklım adeta ayaklı bir kitabe her zaman değil tam şu an iki çeşmedir her susan bu yalnızlık gürültülü sanki günü geçmiş yangın tüpü yollarda düğün terörü…
Rıhtım: Sayı 62
Rıhtım dergisi, 62. sayısı ile sizlerle. “Uyku” temalı bu sayımızın kapağında, bir “şey”in etkisi altında ayakta uyuyan insanları görüyoruz. Düşünsel uykudaki insanlar, uyanık kölelerden farksız mıdır? Kişinin kimi zaman ideolojik, kimi zaman inanç temelli, kimi zaman da bir saplantının…