Y. Canberk Tan

Genel Yayın Yönetmeni

197 Articles6 Comments

4 Aralık 1991'de İstanbul'da doğdum. 2015'te Sakarya Üniversitesinin Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi bölümünden mezun oldum. 2015'in Ocak ayında "Birden Bire İki Kişi" isminde bir şiir kitabım yayımlandı. Yayıncılık sektöründe Ercan Dinçer, Aziz Sivaslıoğlu, Nehide Tuna, Zerin Aktaş ve daha birçok yazarın çocuk edebiyatı eserinde editörlük yaptım ve bu eserlerin tüm yayına hazırlık süreçlerini üstlendim. 2018 yılında düzenlenen Cumba KSP Şiir yarışmasında jüri olarak görev aldım. 2016 yılında kurulan butik reklam ajansımı yönetiyor ve Kasım 2013'te kurduğum Rıhtım dergisinde Genel Yayın Yönetmenliği yapıyorum. Şiir, öykü ve deneme türlerinde yazılar yazmaktayım.

Rıhtım: Sayı 66

 Kalan bir avuç suyu toksikle kaplanmış, ağaçları kurumuş, toprağı kuraklıktan çatlamış eski medeniyetin enkaz meydanına bir anıt gibi dikiliyor taht. Tüm dünya yıkılmış olsa da bir kese altın kucaklamak istiyor, sanki güç yüzüğünün peşinde Gollum gibi bir avuç avane.…

Boşlukta Süzülüyorum

 Bir boşlukta süzülüyorum Bulutlara çarpa çarpa göğü deliyorum Süzülmek deyince düşmek mi gelir akla Evrene mi düşmek bu beni atmosferden atan Yoksa gözlerine çekilen bir kalem miyim neyim Sen misin benim evrenim Karanlığım ve güneşim Yıldızım toz bulutum Sen…

İmparator

Hiçbir şey eskisi gibi değil Ne gölgeler ne ışık Ne gözlerinde karanlık Devrimler de değişti biliyorsun İdeolojiler yanıldı Ama güneş hâlâ aynı yerden doğuyor Bir umut var diyebilirim Her şey için Anlaması güç değil geyiğin boynuzundan tutmayı Koşmalarını izlemeyi hiçbir…

Rıhtım: Sayı 65

 Tokmaklar ATM olmuşsa, parayı veren düdüğü çalıyorsa, teraziler de tek kefelidir sarayda. Gündem iki dudak arasında dönüp dururken arka bahçelerde hendekler kazılır. Her deliğe ölü gündemler gömülür. Toprak bitinceye dek sürer bu kısır döngü… Dün orman yakıp bugün yeni…

Atmosfer

Zaman kayar yerinden Yer uzay boşluğu, gök cisim Dürbünümden seyrederim Geçmişin bilinmezliği iki mercek Aynaya bakar gibi mimiksiz Yine telaşlar koşuyor dört bir yandan Bahar geldi ve geçiyor Belki de geçti şimdiki zaman Yine aynı yerdeyim, Herhangi bir yerinde uzayın…

Rıhtım: Sayı 64

 İki dudak arasına ipleri bağlı kuklalar, aynı şeyleri söyler hep bir ağızdan. Ağız ne kokarsa onlar da öyle kokar, ağız ne yöne dönerse onlar da o yöne döner dururlar. Sağdan sola, soldan sağa, bir fırıldaktır ağız dediğimiz organ. Kimin…

Kum Saati

Şimdi bir odada oturup beni bekliyorsun eskisi gibi körpe heveslerin her şey dün başlamış gibi izliyoruz önümüzde ne varsa sessizce bir bakmışsın yan yanayız en uzaktayken bir bakmışsın susup izliyoruz öylece iki satırın belini kırıyoruz üçten geriye doğru sayıyorum her…

Rıhtım: Sayı 63

 Bir rüyanın ortasında devam ediyoruz yaşama: gerçek dışı ama gerçek bir rüya. İzliyoruz, bağırıyoruz, susuyoruz, görüyoruz, duyuyoruz, uyuyoruz… Ve uyanıyoruz uykudan. Devam ediyoruz yaşamaya: rüya değil ama rüya gibi bir yaşam. İzliyoruz dev ekranlardan. Rıhtım dergisi, 63. sayısı ile…

Yangın Tüpü

ne bir söz ne anlam ne söylerim yalan dolan aklım başımda değil aklım avare aklım adeta ayaklı bir kitabe her zaman değil tam şu an iki çeşmedir her susan bu yalnızlık gürültülü sanki günü geçmiş yangın tüpü yollarda düğün terörü…

Rıhtım: Sayı 62

 Rıhtım dergisi, 62. sayısı ile sizlerle. “Uyku” temalı bu sayımızın kapağında, bir “şey”in etkisi altında ayakta uyuyan insanları görüyoruz. Düşünsel uykudaki insanlar, uyanık kölelerden farksız mıdır? Kişinin kimi zaman ideolojik, kimi zaman inanç temelli, kimi zaman da bir saplantının…

BİR KÜÇÜK NOT

İletişim: info@rihtimdergi.com

YAZI GÖNDER

Geçici bir süreliğine ekibimiz dışından gelen yazılar değerlendirmeye alınmayacaktır.

Detaylı bilgi için tıklayınız.