Evrenin uzak köşesindeki Zarnak gezegeni, mavi-beyaz parıltısıyla Tarnex galaksisinin incisiydi: Zengin mineral yatakları, nadir kristaller ve atmosferinin olağanüstü saydamlığı, Zarnaklıları fiziksel ve ruhsal olarak dönüştürmüş; onlara hava, su, toprak ve ateşi bükebilen iki devasa kanatlı bir soy ve büyük bir…
Arka Bahçede Bir Dövüş
Bahar mevsimi, bir cuma günü, ikindi vaktiydi yine. Haftanın tartışmasız en güzel saatiydi. İstiklal Marşı’nı söylemiş, hafta sonu tatiline girmiştik. Bütün çocuklar tatilin başlaması heyecanıyla girdikleri sıradan çil yavrusu gibi dağılmışlar, kimi doğru evinin yolunu tutmuş kimi biraz haytalık yapmaya…
İki Dünya Arasında
Karanlık. Bir ışık görüyorum ufuk çizgisinde. Gözlerim kamaşıyor, aklım bulanıklaşıyor. Biliyorum arkamda hâlâ yıldızların var olduğunu. Bakmadan görebiliyorum karanlığı ve Ay’ı. Biliyorum, arkamda bir yeşil bir dünya hâkim. Ağaçlar yemyeşil ve kuşlar ötüyor. Dağlar bir o kadar yüksek ama durgun.…
Bu Bir Veda Değil
Ablamı sonsuz yolculuğuna uğurladığımız o sabahtan tam otuz üç gün doğumu sonrası nihayet bana bıraktığı mektubu okuyacak gücü bulabilmiştim kendimde. Ritmini kaybetmişçesine atıyordu kalbim. Bu, nasıl desem, ayrılık acısının çok daha ötesinde bir şeydi. Yakın zamanda öleceğini hepimiz biliyorduk ve…
Sandalye Anıtı
Canıydı Saim, Semra’nın bir zamanlar, kanıydı. Allah’tan başka kimse ayıramazdı onları. Öyle demişti Semra. “Ölürüm başkasıyla evlenmem!” Denedi de ölmeyi, beceremedi. Hastaneden eve döndüklerinde baktılar olmuyor bu böyle, yıldırım nikâhına kadar gece gündüz başında nöbet tuttu ağabeyleri. İşin ucunda para…
Babamda
Üçüncü gün 17:10 Nasıl alkolik olunurmuş artık biliyorum. İçine sıkıştığım durumdan kaçamadıkça, alkol, acil çıkış kapısından feraha çıkartan geniş bir kapı. İnsan alkole sığınabilirmiş, anlıyorum. Kimse bana olmaz demesin. O ferah kapı gözümün önünde beliriveriyor. Bir paket sigara ve iki…
Şehir, Kitap ve Kırmızı Kuş
Özgü, kedili kitapçıdan çıkalı henüz birkaç dakika olmuştu. Dayanamayıp bir sürü kitap almıştı yine. “Okunacak olanlardan bir sehpa daha yapma vakti.” diye düşündü. Hatta bunu sesli söyleyecekti neredeyse ama kendisini tuttu. Akşam yemeğinden sonra sokağa bakan pencerenin önünde bitki çayını…
Yer Ölüm Gök Hayat
Hayat ve ölüm arasındaki ince çizgideyim. Bir sınır, dip, yol sonu, girdap, bir uç ya da dehliz… Etrafımı saran öfkeli kalabalığın nidaları arşa yükselirken kalbime çarpıyor. Zemin, ayaklarımın arasından kayıp gidiyor sanki. Sanki, amansız bir fırtınadayım, sonsuza dek pervane gibi…