Sevgi Ünal
23 Articles0 Comments

Sandalye Anıtı

Canıydı Saim, Semra’nın bir zamanlar, kanıydı. Allah’tan başka kimse ayıramazdı onları. Öyle demişti Semra. “Ölürüm başkasıyla evlenmem!” Denedi de ölmeyi, beceremedi. Hastaneden eve döndüklerinde baktılar olmuyor bu böyle, yıldırım nikâhına kadar gece gündüz başında nöbet tuttu ağabeyleri. İşin ucunda para…

Köyde Nü

İşte akın akın geliyor insanlar. Yurt dışından bile. “Şehir hayatında bunalmışlar için ne büyük nimet burası, diyorlar. Nimet deyince en çok ekmek yapmaya özeniyor bu şehirliler. Fırınların içine düşecekler neredeyse. Bir de yemeleri var ki sonrasında. Nasıl yemesinler dört yüz…

Elinde Bir Çiçek

Kahvaltıdan beri orada oturuyorsun. Bu demir çubuklu yüksek kapıdan, her zaman olduğu gibi yiyecek getiren arabaların ve personelin dışında giren olmadı bu saate dek. Ama sen inatla gözlerini yapıştırdın. Kaçıracaksın diye ödün kopuyor. “Bugün,” diyorsun, “yorgun kalbinin pıt pıtları pat…

Bez Bebek

Hastanenin bodrum katındaki küçük ve pencereleri demir parmaklıklı odada beş kişi yatıyorduk. Loş odanın devamlı lambayla aydınlatmasına kıyamadığı için her gün içeriye girmeyi deneyip beceremeyen güneşin, öğleye doğru camlarımızı yalayıp geçmekten başka çaresi yoktu. Dışarıda gördüğümüz tek canlı, pencerenin önüne…

Bir Dünya Top

Evde sağlık hizmeti için gelenler, babamın bir ay önce açılıp ne yapsalar kapanmayan belindeki yarasına pansuman yapıp gittikten sonra sızlayan burnumla öylece kalakaldım. Nasıl geçecekti, geçecek miydi? “Koskoca iki buçuk yıl itina ile bakmamın sonucu bu olmamalıydı.” düşüncesi beynimi kemirirken…

Mavi Bisiklet

Çok yalvardı ama babası Nuh dedi peygamber demedi. En son, “İki yıl sonra güvey olacaksın, sen neyin peşindesin?” diye tersledi oğlunu. Mahmut, güvey sözcüğü kendisine çok uzak olduğundan “Bana ne ya!” demeye kalkışınca yüzüne inen okkalı bir tokatla sindi. Daha…

Ben

Kadın avaz avaz “Yaptı işte, bunu da yaptı! İstanbul’da okul varken sen Ankara’ya git bir de bu haltı ye. Sanki biz onu okumaya yollamadık. Yemedik yedirdik, giymedik giydirdik. Kız hamileymiş! Ben milletin yüzüne nasıl bakacağım şimdi,” diye bağırdı elindeki nikâh…

Okyanusun Kalbi

OKYANUSUN KALBİ Hayır hayır onlar öyle olmayacaklardı. Titanic büyük talihsizlikti. Ama o battığına göre düşüncelerinden sıyırdı zihnini. Yarın düğünden çıkıp balayına başlayacakları o muhteşem gemi hakkında böyle düşünmek hem de en mutlu günün arifesinde. Evlilik stresi böyle bir şey demek…

Dipte

Deniz, gün öğleden sonraya yol alırken güneşle buluşmanın keyfini çıkarmaya devam ediyordu. Bütün vapurlara, motorlara, sandallara daha bir sevgi dolu hissediyordu kendini. Dalga dalga sevinç yüklüydü. Tüm konuklarını en güzel şekilde ağırlamak için kucaklıyordu kıyıları. Birkaç saat önce gelen sandaldaki…

Onsuz Olmaz

Sabah bir anda oluyor her şey. Önce umursamıyoruz. Alışkınız nasıl olsa. “Gider gelir” diyoruz. Süre uzadıkça artan merakla, pilli radyolar kurcalanmaya başlanıyor. Şarkı, türkü doluyor kulaklara. Bir de üstünkörü haberler. Saatlerin saatlere eklenmesi huzursuzluğu arttırıyor. Telefonlaşmalar çoğalıyor. Umudumu kaybetmek istemiyorum.…

BİR KÜÇÜK NOT

İletişim: info@rihtimdergi.com

YAZI GÖNDER

Geçici bir süreliğine ekibimiz dışından gelen yazılar değerlendirmeye alınmayacaktır.

Detaylı bilgi için tıklayınız.