“Tamam, değil mi kızım?” sorusunu ilk duyduğumda şaşırdım; öylece kalakaldım. Yıllar sonra… Bu evde ölürüm sanmıştım oysa. Hayatta aklıma gelmezdi dışarı çıkacağım. Hem de o kadar uzak yollara gideceğim. Yılda bir kez anneannelerinin yazlıklarına giderdik ama o da şehre çok…
Seçilmiş Toprak
Bir tohumsan düşeceğin toprağı seçmelisin, Öyle ki zamanında gelişesin, o toprakta kök salıp güçlenesin! Ömür dediğin, çapanın bağlı olduğu zincir misali… Her doğan günde bir bakla açılır, engin denize biraz daha karışırsın Herkese farklıdır denizin derinliği, zincirin boyunca uzanırsın Arada…
Ben Ölmek İstemiyorum
Kanıyorum, kulaklarım patlıyor basınçtan Güz sancıları var yine üstümde Bu kaçıncı bahar oldu yokluğunda Kanıyorum yine insanlığınıza Her şey yoluna girecek ama her şey acı Yüzlerinizde her şeyin üstünü örtme arsızlığı Üç kuruş için soytarı olma telaşı var yine gözlerinizde…
Gerilelim Aktaralım!
Evrenin temelindeki döngüsel sorun, varlık ile yokluk arasında oluşan gerilimin ta kendisidir. İlk bakışta olumsuz gibi görünen bu durum, aslında “hayat” adını verdiğimiz olaylar bütününü kapsamaktadır. Kısadan örnekler vermek gerekirse; havadaki elektriksel yükün topraktakinden fazla olmasıyla oluşan yıldırım, iki ayrı…
İki Bilinmeyenli Kedi
Ne zillet bir hukuk var yolum ve yolun arasında Sözleri büyük, garip, muzdarip, Geceye deli. Ömrümü bu yeis tutkuyla mı sonlandıracağım? Aktığım ırmağı kimse bilmeyecek mi? Döküldüğüm denizi? Yahut saçlarını öremeyecek miyim kaderin? Düşündüm iki bilinmeyenli kedinin gidişini, Musa’nın yaklaştığı…
Göğün Altında
Lütfen duyun sesimi. Ağlanacak kıyısı olmayan şehirde sürünüyorum Gözlerim açık kalmış uyurken. Ehlileştirilmemiş dertlerden kaçarken Çöktü yollar, kaldık göğün altında. Bekleyişin acısını anar iken İnzivaya çekildiği bozkırın ortasında, “Taşınacak yük değil bu” dedi Eftelya. Efsunlu taşlarımı sektirdiğim toprakta Werther’in ütopyasından…
Işık Oyunu
Bir ışık oyunu dünya, Kimi rengârenk kristallerin arasında, Kimi yeşil, kimi mavi, kimi kırmızı, fuşya… Çoğu salt çamur, kahverengi aslında! Renklidir anlık, üzerine ışık yansıdığında, Döner rengi özüne, gün geceye varınca Işık olmadan yığınlar anlamsız curcuna Pilates, yoga, alışveriş, gezer…
Yel Değirmeni
Nasıl yürür bir bebek, düşe kalka. Peki ya sevdalar nasıl koşar daha ilk görüşte… Gömülür bir şehir karanlığa, kadın çıkagelir o anda, yüzü ay. Kırıklıklar asıl beni yoran. Buruk vedalar, sinmeden içime kadar; bir çiçek doğar gün görmeden ve solar…