Canlıları hayat organizasyonuna hazırlamak için, işin sonunda ödül olan ya da olmayan aktivitelerle, katılımcıların belirli yeteneklerini geliştirmeye yarayan her türlü etkinliğe “oyun” adını verebiliriz. Doğa ananın kucağında birbirini patileyen iki şirin aslan yavrusu, yarınki hayat pratiğine alışması için gerekli kaslarını…
Kiminin İnsanı
Yerler, hep gördüğün yerler Hisler, hep hissettiğin gibi Ama insanlar; Senin insanın değil ki’ Benim insanım nasıl ki? Benim insanım hakiki, benim insanım samimi Öyle bir insan ki benim insanım; Okyanusa düşsen seni kurtarmaya çalışır, kendisinin de batacağını bile bile…
Ukte
Ürkek iki kanat, değmeden papatyalara Soğuk gecenin aguşunda kayboldular. Hangi gri daha çok sevilir? Bir griyi kaç kez sevebilirsin? Düş, kuşku merdiveninde yuvarlanır, yosun tutar, seyrelir… Susmak, şiirde, anlamak hâlidir. Ukte! Sol şakağımda iki çatı arası karanlık Devriye geziyor, kaçamak…
Hayat Seninle Güzel
“ilgimi çekiyosun çıkışta bişeyler içsekmi” Geri zekâlı. Bunun gibi bir maymunu getirip müdür yardımcılığına atayanda kabahat. Yazdığı mesajdan bile gerilik akıyor. Akşama kadar sayısız dosya götürüyorum önüne de altına imza atıyor. Kafayı yorup benim yazdığım raporları bile dikkatli okusa belki…
Kelebekler
Bir kadın hayal edelim. Bedenini üç kuruş için kullanan ve bu kadın yalnızca on sekiz yaşında olsun. Günün teknolojisinin de gelişmesiyle artan teknoloji tutkunluğu… Para için kamera karşısında memesini sevdiğini düşünelim. Bir adamı memnun edip cebindekileri boşaltmasını beklediğini düşleyelim, aynı…
Benim Adım Dul
Salona girdiğimde konuşmaları aniden kesildi. Çay kaşıklarının şıngırtısı dışında çatal, bıçak hatta peçete sesleri bile duyuldu uzun zaman. Tutamadım kendimi artık. “Geldiğinizde bıcır bıcırdınız; ne oldu kızlar, ne bu hâliniz?” sorumu “Eline sağlık, kekin çok güzel olmuş, bu börek senin…
Tıpkı Sen Gibi
Bir sigara yaktım ciğerime Nefesimi havaya bağışladım Yağmur oldu düştü toprağıma Zehirledi tüm ağaçları Ve döktü yaprakları Tıpkı sen gibi. Tıpkı sen gibi Sevmediğim biriyle evlendim Öldürdüm sonra Her adımımda daha çok yaklaştım gölgeme Hiçbir yere gidemedim, bensiz çıktığın yolda.…
Yaprak Fırtınası Zamanında Ayrılık
O zamana kadar trenlerin hep kısa ayrılıklar taşıdığını sanırdı. Ufak tefek olanlarına bir şekilde alışmıştı ama böyle yüreğine binlerce tonu bir anda bırakana alışamamış ve sonunda ölmüştü. Garın içinde unuttuklarına dönüp baktı. Kırk dakika oturdukları bankta, solmuş bir kahkaha duruyordu.…
Ayraç
Erkenden kalkmıştı genç adam. Pencereyi açtı. Sabah serinliği kucaklayıverdi uykusuz gecenin hırpaladığı bedenini. Birkaç saate kalmaz haziran sıcağı sabah ağalığının sonunu getireceğinden anın tadını çıkartmaya çalışıyordu. Ama boşuna. Dışarısı ışıl ışıl. İçinde tarifsiz karanlık. İş görüşmesine gidecekti. Yine umutsuzdu. Üniversiteyi…
Anlaşılmak Üzere
Çığ altında kalmış bir çağın Eteklerinde uzanır gibi. Akıyor sakince kalelerim Bir ışığı kaç kere kesebilirsiniz? Kaç kere öldürebilirsiniz yoklukları? Sorulmuştur bütün sorular bilirim Bakınca dalgalara görülebilir Yok olmaya yüz tutmuş bütün ümitlerim Peki bu şehir saklar mı şimdi? Çetelerden…