OKYANUSUN KALBİ Hayır hayır onlar öyle olmayacaklardı. Titanic büyük talihsizlikti. Ama o battığına göre düşüncelerinden sıyırdı zihnini. Yarın düğünden çıkıp balayına başlayacakları o muhteşem gemi hakkında böyle düşünmek hem de en mutlu günün arifesinde. Evlilik stresi böyle bir şey demek…
Bir Kurban Hikâyesi
Kurban kesme ayinini kim sever ki! Deme öyle, çok seven var. Ama Nermin sevmiyor. Yine de, bir şekilde, akan kanın kötü nazarları yıkayacağına inanıyor. Tabii, fakirlere dağıttığı et, bir yandan da, yediği önünde yemediği arkasındaki yaşantısında -en azından bir süre…
Anne N’olur
Halının ortasına işeyiverdi. Hem de gözümün içine baka baka. Ellerime baktım gayri ihtiyari: klorlu sudan kuruyup çatlamış parmak uçlarıma. Burnumun sızlayan direğinden gözlerime doğru yürüyen yaşları engellemedim. Koltuğa oturdum öylece. O da gitti öbür koltuğa kıvrılıverdi. Babam diyalizden gelene kadar…
Sevda Dediğin
Sonbaharın bitmesine sayılı günler vardı. O sabah koca şehrin aceleci insanları, rengi solmuş bir gökyüzüne uyandılar. Sıcaklık sanki bir gün içinde dereceler dolusu düşmüştü. Anlaşılan o ki kış, saklandığı yerden kendini göstermeye başlıyordu artık. Ali erkenden kalkmıştı. Her günkü gibi…
Temizlik İşçisinin Hayali
Gece uyku tutmamıştı İsmail’i. Bir ara gözleri kapansa da derin uykuya dalamadı. Vaktinden önce kalktı. Yarım ekmeğin arasına peynir koydu, birkaç parça da domates. Çay demlemek bile içinden gelmedi. Oysa ne de severdi çayı. Üşenmez her sabah gün doğmadan kalkar…
Leke
Apartmana girer girmez posta kutusuna baktın. Bir şey beklediğin için değil. Alışkanlık işte. Malum su, elektrik faturaları falan gelmişse diye. Birkaç el ilanı atmışlar kutuya. Hepsini toplayıp merdivene bırakırken fark ettin beyaz zarfı. Mektup. Hiç alışık değilsin. İlkokuldayken öğretmenin mektup…
Bulutlar, Yeni Dostlar ve Bir İsim Hikayesi
Dün uzun zamandır yapmadığım bir şeyi yapmak geldi içimden. Aniden düştü aklıma, belki de önce –kalbime- demeliyim. Klasik bir cumartesi günüydü. Olabildiğince geç kalktığım, her gözümü açtığımda kendimi zorla uyutmaya çalıştığım bir gün. Vakit öğleye yakın demlenen çayın kokusu beni…
İstanbul’un Derinliklerine Dalmak
Rehber ayağa kalktı. Yarısı kadın on kişilik grup ağzından çıkacakları bekliyordu. “Bu restoranın deniz ürünleri dediğim kadar varmış değil mi?” dedi rehber. Sesler birbirine karıştı. Kimin ne dediği anlaşılmıyordu. Yüzlerdeki memnuniyeti okuyan rehber söylenenleri merek etmedi. Bu sahneyi defalarca…