Sustuklarımız

Yorganı kafama çektiğimde annem gelir, baş ucuma otururdu. Onun buğday teni, sarı ışığın altında parlarken ben, zar zor nefes aldığım karanlıkta “Biraz daha! Biraz daha!” diyerek zamanı uzatmaya çabalardım. Her defasında “ya bir daha karanlığa gizlediğim kesik nefeslerimi duyamazsa” diye…

Yanlış Çağ

Yasaklanmış bir bitki örtüsü ellerim senin yüzünde Yaşanması imkânsız bir iklimim Hayatının döngüsünde İki dağ arasında bile kalsan Çukurunda kaybolursun Gamzen geliyor aklıma Çukurunda kayboluyorum Bulutların yolculuğu geliyor aklıma Nasıl da duruyorlar öyle Ve bizce nasıl da yavaş hareket ediyor…

Uçurum

Uçurumun kenarında Bacakları kırık serçeler Zamanı kalmamış hastalar Umutsuz sefiller yürüyor Gecenin derin karanlığında Güneşin bozuk rengi Kopkoyu bulutların ardında Ve uçurumun kenarında Altın sanki plastik Ve gümüş ucuz gözüküyor Tuhaf soytarıların hissiz türküleriyle Bir sis yükseliyor Kâbusa dönüşen genç…

Dolu Yağdı Gönül Bahçeme

Kara bulutlar yığıldı yine şehrim üzerine Islahı yok kalbimin gör hâlimi dal seyre. İz’af oldum dolu yağdı gönül bahçeme Harab oldu sevgilerim gül hâlime. İfşa oldu acılarım yüzümden düştü mutlu maskem Kadh eyler nefsim beni yerlere gömer resmen Kal eyle…

Arap Camii

İSTANBUL’UN İLK CAMİSİ Çoğu kişinin her gün önünden geçtiği fakat sıradan bir cami olarak gördüğü bu yapı İstanbul’da yapılan ilk camidir. İstanbul Galata’da bulunan cami, 15 Ağustos 717 yılında yapılmıştır. Cami İstanbul’un ilk camisi olma özelliğini taşır. İstanbul’da ilk ezan…

Çavdar Tarlası

Dalmaçyalılara bayılıyorum. Sahiplerini de çok severim aslında. Önceden ne köpeklerle ne de sahipleriyle ilgili pek bir bilgim yoktu, hâlâ da çoğu şeyle ilgili bir bilgim yok aslında, sadece buğulu renklerle bezenmiş, zihnimde çok berrak olan bir geceyi hatırlıyorum – tarif…

Üzmeyen Şiirlerim Var

Uyandırma servisi çalışmıyordu Ve ben de uyumadım Bekledim saat 09:00 olsun, Olsun da kahvaltı yapalım. Sonrası malumunuz temizlik vesaire derken Zaman geçecek Sonra kitap okumayı isterken, telefonu alacağım elime Ve dövünüp duracağım “ah bırak şunu” diye İkircikli kelimesine taktım bu…

Tamirci Çırağı

“Bir varmış bir yokmuş ve işte karşınızda ben! Tırnaklarımla kaza kaza geldim bu noktaya, hak ettim tüm bunları!“ Nevin’e böyle sessiz naralar attıran altındaki otomobildi: gümüş rengi gıcır gıcır bir şirket arabası. Sıfır kilometre. Onun için alınmıştı. Kariyerinde bir dönüm…

Bavul

Aslında anaokuluna gidebilirmişim. Annem paramızın yetmediğini söylemişti. Komşunun oğlu Ali nasıl gitmişti? Onun da annesi, babası çalışıyordu, benim de. Hem Ali’nin kardeşi de vardı. Babam bir de ikinci işe gidiyordu. Bu yüzden gece yarıları eve geliyormuş. “Bizim paramız neden yetmiyor”…

Soytarı

Bir adam çevremizde dolaşıyor, habire gülüyor Dudakları her şeye gülen bir soytarı gibi Sarıyor soyluların, başkanların, kraliçelerin çevresini Kalbi duygusuz, kendisi sahte Belki biraz para, belki de şöhret isteyerek Tiksindiriyor beni yılışıklığından Hem de öylece, ortalık yerde -Ne arıyorsun be…

BİR KÜÇÜK NOT

İletişim: info@rihtimdergi.com

YAZI GÖNDER

Geçici bir süreliğine ekibimiz dışından gelen yazılar değerlendirmeye alınmayacaktır.

Detaylı bilgi için tıklayınız.