Hayat ve ölüm arasındaki ince çizgideyim. Bir sınır, dip, yol sonu, girdap, bir uç ya da dehliz… Etrafımı saran öfkeli kalabalığın nidaları arşa yükselirken kalbime çarpıyor. Zemin, ayaklarımın arasından kayıp gidiyor sanki. Sanki, amansız bir fırtınadayım, sonsuza dek pervane gibi…
İlk Işıkta Karanlık
Gözler kısık, gecenin köşelerinde, Başlangıç ve bitiş, kaybolur her yerde, Bir haberin ardında, sessiz bir kış, Sonsuz bir bekleyiş, eksik bir yaşayış. Politik arena, boş vaatler dolu, Gözlerde bir umut, ellerde kara para, Karanlık odalarda, pazarlık masası, Düşlerin ardında, çürük…
Sürgün Ruhlar
ruhsuz bir geceye uyandığım kendimedir kendimedir susamışlığım ebedi bir yazgıyı taşıyorum alnımda sürgünüm, bahtsızım, tükenmişim… ölü bir yalnızlıktı taşıdığım kamburlaşmış anılar ağırlığınca gözyaşlarımın yolları nasırlı kurumuş pınarları… siyahın içinde gri gizliymiş derler beyazı saklarmış griler kül rengiymiş bütün anılar tüm…
Tomris Büyüdü
Gün kızıla dönerek bir nevi muradına ermekteydi, Gün dinlenecekti Ben de bazen dinlenmeyi isterdim bir kızıl tenhada Bazen isterdim sessizce çekilebilmeyi ana yurduma Sahi neresiydi yurdum benim? Bir ip ucunda yürür gibi bağlı olduğun yer midir yurt Yoksa çıplak ayaklarınla…
Yok’tan Var’a, Var’dan Yok’a
Tüm dünya genelinde bulunan ve nadiren insanların başvurduğu fenomenlerden birisine “iletişim” diyebiliriz. Aslında; her şeyin başı olarak kabul edilmesi gereken bu olgudan neden uzaklaşmaya çalıştığımızı da anlamak mümkün değil… Her şeyin başı olma durumu da şuradan geliyor; bir şey vardır…
Yabancı
Lekeli elleriyle kaldırdı ceviz sandığın kapağını. Odayı, yıllardır özgürlüğüne kavuşmayı bekleyen defne yaprağı kokusu sarmıştı. Kurumuş parçalanmıştı yapraklar, eline aldığında un ufak oldular. “Hayatım da böyle ufalandı gitti” diye düşündü. Açmaya eli, bakmaya gönlü varmadığı eşyalara baktı. Her biri de…
Dönüşen’ler
Kentler ve kimlikler birbirlerini inşa ederken zaman ilerliyor, herkes ve her şey dönüşüyordu. Kentler, kimliksiz inşalar yaptılar modern endişeler altında, yerinden yurdundan edilmişleri yarattılar. Göçler içinde yaşamlar sürdü kimileri, aidiyetlerini yitirerek günbegün. Kentli olamadı her bir gökdelen camının ardındaki, ayakları…