Barış Berberoğlu
34 Articles0 Comments

1992 Bartın doğumlu. Doğuş Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencisi. Doğuştan Oyuncular Tiyatro Topluluğu'nda Arthur Miller'ın Cadı Kazanı'nda ve Franz Kafka'nın Dava'sında rol aldı. Şiirlerini Müsvedde adında bir kitapta topladı. Teoman'da gitar teknisyenliği yapıyor.

Kırık Anten

Bana kızıp çekmeyen kanalları da hatırlıyorum Karıncaların birbirini yedikleri bitmez cızırtıda İndirim var diyerek beni ezen kadınların acısı kaldı Döşekte kalmış çocukluğumun hırıltısında Aç kalmayı da biliyorum yemeğe üşendiğim günlerde Yemek bulamadığım için aç kalmışlığım da oldu Bir kapta boğulurum…

Mahmur

Gözleri hep mahmur olsa gerek Hep tek olduğu rüyasında Annesi yalnızlık kraliçesi Dokundurtmuyor uykunun çehresi. Yok olsa tek başına Kadıköy vapurunda Kimsenin haberi olmayacak Binlerce yalnızın şehrinde Fark edilmeyecek ödenmeyen kirası Unuttuğu evinin demir kapısında. Kızamıyor martılara Onun attığı simitlere…

Merak

Ben karanlık ortasında bir nokta Kendi hâlinde yaşayan bir karınca Öylesine gelmiş bir güvercinim Neyi neden yaşıyoruz hiçbir fikrim yok Sırf bunları merak ettiğimden yaşıyorum Dokunduğum her şeyin yandığı bir dünya Dokunduğum her şeyin kavruk görünen yüzleri Benim kaçtığım tüm…

Lazım da Lazım

Kılı kırk yarmak lazım resim tablolarında Ölülerin arkasında durmak lazım Heves uğruna atılan misketleri Çocukken toplamak lazım şimdi değil Yaşamak lazım hunharca bir istekle Gökyüzünü sevmek yürekten yollar için lazım Koşmak lazım yollardan rüzgâra karşı Ama sevmek de lazım rüzgârı…

Revolver

Ben bir revolver istiyorum Üst kat komşumun tüm kurusıkılarına Altı patlar bir küfür lazım Ardından yapılan tüm ağıtlar Akşamüstü hatırıma düşer Ve parmaklıklar arkası bir cümleden haykırırım Göl çevresinde cinayet izi arayan ben Ayak izlerinden tanıyorum insanları Ve ayakkabı numaraları…

Yanlış Çağ

Yasaklanmış bir bitki örtüsü ellerim senin yüzünde Yaşanması imkânsız bir iklimim Hayatının döngüsünde İki dağ arasında bile kalsan Çukurunda kaybolursun Gamzen geliyor aklıma Çukurunda kayboluyorum Bulutların yolculuğu geliyor aklıma Nasıl da duruyorlar öyle Ve bizce nasıl da yavaş hareket ediyor…

Senin Peşinde

Yıldızlar kıvrıldı Güneş yağmur tanelerini vurdu Gökkuşağı özgür kaldı Bugün nasıl var olduğumuz ortaya çıktı Cern patladı Kimse duymadı Dua edilmişti dün Bugün gerçekleşmedi Zaten böyledir hayat Zamanında istemezsen olmaz Ellerim üşüdü Tırnaklarım kırıldı Ankara ayazında Nefesimi hissettim boğazımda Sen…

Tablo

Sevmek bir ceylanı gerdanından Ve öpmek omuzlarına kadar. Bir orman ki sadece adı tekil İçinde binlerce öpücük biriktirir. Gözlerine yaklaşmak deniz kıyısında Ve taş sektirmek zamanın oyununda. Tüm zamirleri ve sıfatları yok etmek gerekir Sana seslenmek için sana koşmak gerekir.…

Daima

gitmek daima gitmektir kalmak daima kalmak uzun bir yolculuk istersin bilirim ve bazen kimsenin bilmediği bir ormanda kalmak yollar heyecanlandırır kuşları arabaları takip etmeyi severler sen onları izlemeyi de seversin nereye gittiklerini sormadan uzun mektuplar yazmayı seversin bir de kartpostal…

Basamak

“Unutmak geleceğe adım atmanın ilk basamağıdır.” Bu sabah hiçbir şey olmamış gibi ayağa kalktı. Sanki uyumamış, sanki alarm çaldığı için uyanmamış, öylece belirmişti yatağında. Gözleri güneşi fark ettiğinde ruhu bedenine geri dönmüş gibi duruyordu. Sanki biri şalteri kaldırmış ve başlamış…

BİR KÜÇÜK NOT

İletişim: info@rihtimdergi.com

YAZI GÖNDER

Geçici bir süreliğine ekibimiz dışından gelen yazılar değerlendirmeye alınmayacaktır.

Detaylı bilgi için tıklayınız.