“Sanırım Yerdeniz Büyücüsü’nün en çocuksu yanı konusu: Büyümek.” der Ursula K. Le Guin. “Büyümek, benim yıllarımı alan bir süreç oldu; bu süreci otuz bir yaşında tamamladım – ne kadar tamamlanabilirse, o yüzden de çok önemsiyorum. Çoğu genç de önemser. Ne de olsa esas işleri budur: Büyümek.”
1968 senesinde yazılan Yerdeniz Büyücüsü yalnızca bir serinin ilk kitabı değil, aynı zamanda devasa bir fantastik evrenin ayak sesiydi. Her ne kadar başta yetişkinlerden ziyade gençlere yönelik bir kitap olarak yayınlansa da çok geçmeden bir gençlik romanından daha fazlası olduğu anlaşılacaktı. Altı kitaplık Yerdeniz serisi seneler içinde tamamlandıkça fantastik edebiyatın kült eserleri arasında yerini almayı başaracaktı.
Yüzlerce adadan oluşan Yerdeniz coğrafyasında, Onakçaağaç isimli köyde Duny adıyla bir çocuk doğar. Birtakım “sıradışı” güçleri olan teyzesiyle bu köyde yaşayan Duny, Çevik Atmaca, bir gün teyzesinin yaptıklarını tekrar ederken ona yakalanır. Kadın küçük çocuğun hiç farkında olmadığı gücünü böylece sezmiş olur. Kendisi pek de güçlü sayılmazdır aslında ya, yine de zamanla bildiği her şeyi yeğenine öğretmeye karar vermiştir.
Bir gün köyleri saldırı tehlikesi altında kaldığında o zamana kadar gücünü eğlenmek ve diğer çocukları şaşırtmak için kullanmış olan Duny kendini tutamaz ve köyünü korumak için harekete geçer. Bu hareketi başarılı olur ve ona isim takmaya bir yabancının gelmesiye sonuçlanır.
İsimlerin Yerdeniz dünyasında sahip olduğu anlam ve kapladığı yer bizim dünyamızdan oldukça farklı, bir o kadar da özel. Her bireyin hem kimsenin bilmediği gerçek bir adı, hem de insanlar tarafından kullanılan bir ismi vardır bu dünyada. Çocukluktan çıkıp yetişkinliğe erişmek, büyümek için Geçiş adı verilen bir seromoni düzenlenir ve çocuk gerçek ismini öğrenir.
Duny için yapılacak Geçiş’ten bir ay önce ortaya çıkmıştır Yabancı, ve çocuğu bir an önce yanına alıp eğitmek için götürmek isteyince Geçiş erken yapılır. Duny gerçek ismini artık biliyordur, Ged. Yabancı ile, yani ustası Ogion ile böylece bilmediği bir yola çıkar.
Yerdeniz Büyücüsü, Ged’in dünyayı ve güçlerini daha önce hiç yaşamadığı deneyimler yaşayarak keşfederken bir yandan da onun bir insan ve, daha da önemlisi, bir genç olarak kendisini tanıma hikayesini anlatıyor temelde. Ondan yaşça büyük arkadaşlarından daha güçlü oluşu, hakkında yayılan söylentiler ve kulağına gelen her şey kendisine fazlasıyla güvenmesine sebep olmuştur daha en baştan. Ona göre öyle çocuk oyuncağı gibi işlerle uğraşmaya gerek yoktur, daima kendisini kanıtlayacak bir yer aramaktadır. Ancak bu büyüme isteği kısa süre içinde ona hayal dahi etmediği sıkıntılar yaşatacaktır.
Fantastik edebiyat hayranı olmayan okuyucuların bile bir şans vermeleri halinde Yerdeniz Büyücüsü’nü sevecekleri konusunda pek çok insan hemfikir. Gerek kültürel öğelerin metne güzelce serpiştirilmesi, gerekse yaratılan kurgunun sağlam temellere oturtulması gibi etkenler kitabı merak uyandırıcı ve sıkıcılıktan uzak hale getiriyor.
Kitapta bahsedilen yerleri tam olarak anlayabilmek için sık sık ön kapaktaki haritaya bakmak gerektiğini hatırlatarak bu yazıyı noktalarken, daha sonra pek çok yerde karşımıza çıkacak olan Ea’nın Yaratılışı isimli şiirden küçük bir alıntı yapabiliriz:
Söz sessizlikte, ışık karanlıkta, yaşam ölürken; bomboş gökyüzünde uçarken parlar atmaca.