Bazı filmler vardır, hani “kült” deriz biz onlara. Ne kadar izlenirse izlensin hep o ilk izlediğimizdeki gibi keyif alırız. Mutlaka sizin de vardır favori filmleriniz. Televizyonda yarısında, hatta sonlarında bile denk gelsek mutlu olur ve izleriz.
İşte bu film de benim favori filmlerim arasında. İlk olarak üniversite yıllarımda izlediğimden midir bilmem ama bence başrol oyuncusundan kaynaklı, kaç defa izlediğimi unuttuğum bir başyapıttır bana göre.
Başlıktan da anlayacağınız üzere Jim Carrey’den söz ediyorum. Sil Baştan, Maske, Bay Evet, Yalancı Yalancı ve daha pek çok güzel filmi var. Başrolünde oynamasa bu kadar güzel olur muydu bu filmler bilinmez, gerçekten hem mimikleriyle hem de içten oyunculuğuyla gönlüme taht kurmuştur kendisi.
Gelelim size bahsedeceğim ve hakkında bir şeyler yazmayı borç bildiğim, The Truman Show adıyla 1998 yılında gösterime giren bu eşi benzeri olmayan filmin konusu şöyle: Hayatını film setinde geçiren bir insan var. Bebekliğini, hatta doğumunu bile izleyen büyük bir izleyici kitlesi otuz yıldır onu ekranlardan takip etmektedir. Tüm yaşamı kurgudan ibaret olan Truman bunu fark ettiğinde acaba neler yapacaktır? Bunu kabul edecek midir ya da özgürlüğe kanat mı açacaktır?
O yıllarda böyle bir senaryo ile -senaristleri harika iş çıkarmışlar tek kelimeyle- çekilen bu filmi izlerken kendi hayatım böyle olsa acaba ne hissederdim diye çok düşünürüm. Ya da bu hayatım dışında başka bir hayatım olsa acaba nasıl olurdu diye zaman zaman düşünürüm. Bazı şeyleri kendimiz seçebiliriz fakat doğduğumuz coğrafya, bize konulan isim… ve başka bir sürü şey, kendi irademiz dışındadır. George Orwell’in 1984 isimli kitabında bir grup insanı izleyen, yönlendiren “Big Brother” isimli bir otorite vardır. İnsanların düşüncelerinin tehdit yoluyla kontrol edildiği distopik bir roman… Bu filmi izlerken her ne kadar filmin fantastik ve komik yanları da olsa korku ve endişeyle okuduğum o romanı anımsadım. Bizi kontrol eden güç, yaptırım… Sanki bir deneyin içindeyiz ya da bir film setindeyiz hepimiz.
Filmde dikkat çeken noktalardan biri, yönetmenin Truman’a dış dünyadan çok daha güzel bir dünya sunduğunu söylemesidir. Ona göre burada oluşturulan saf ve temiz yaşantıyı buradan çıktığında asla bulamayacaktı. Peki Truman ne yaptı? Tahmin etmesi zor değil tabii ama izlemeyenlerin mutlaka izlemesi gerekir diye düşünüyorum. Bilmem haksız mıyım?
Uzun lafın kısası, The Truman Show bize düşündürücü mesajlar veren harika bir yapımdır.
Sayı: 61