Son Gün

Bugün yeni bir başlangıcın son günü… Gözlerim kararıyor, soğuklaşıyor her yer… Etrafa dökülen kanlarım biraz sonra pıhtılaşacak, Yine temizlik için birçok iş çıkacak… Eminim bundan ve kapı açılacak yine, “Ne bu halin? KALK!” Ayağa kalkıp çıkacağım oradan, soğukken bedenim… Hastanede…

Rıhtım: Sayı 18

Dergimizin on sekizinci sayısı ile sizleri selamlıyor, keyifli okumalar diliyoruz. Anasayfamızda, sağ tarafta bulunan anketimizi oylarsanız seviniriz. ÖYKÜ Derd-i Derya – Uğur Can Ölüme Görülen Düşler – Uğur Can Vasfiye – Rezzan Zeren DEVAMLI ÖYKÜ Çiçili İdris (XIII. ve Son Bölüm) – İ.…

Ben De Faydalanacağım

Mesafelerin yorgunluğuna hazırım… Ara sıra yağmurla besleyeceğim seni Bazen ayaz, bembeyaz yollarda donacağım. Rüzgar olacağım, savrulacaksın Ve ilk güneşle renklenecek bahçen Meyve verecek dudakların Ben de faydalanacağım, varlıksın sen. Her güz solacak mısın peki? Bizim güzümüz hangi birimle ölçülür… Gücümüz…

Böylelikle Sonuna Geliyoruz

böylelikle sonuna geliyoruz her şeyin sonbaharda güneşin, ağaçlarda meyvenin zor ellerini bırakmak kışa hazırlanırken ama kolay olsaydı tutar mıydım emin değilim sokak kedileri, ev kedilerini kıskanmaya başladığında dünyanın daha güzel olduğunu düşünmüştüm kimsenin olmadığı güz biraz daha çabuk büyümüştüm sonbahar…

Nereye Gitsek

sigaranın ilk nefesinde mor menekşeler uçuyor kadın oturmuş bir arabın içli içli söylenmiş şarkılarını dinliyor geçmiyor gece çünkü gece gelince bin yıl hüküm sürer buralarda buralar dediğime bakmayın nereye gitsek oralar bura pekiştirmek için tekrar geçiyorum üstünden eziyorum en olmadık…

Rıhtım: Sayı 17

“Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine.” Nazım Hikmet’in anısına…  *** Dergimizin on yedinci sayısı ile sizleri selamlıyor, keyifli okumalar diliyoruz. ÖYKÜ Balo – Serkan Üstündağ Cumartesi Gecesi – Furkan Sönmez Dolma Kalem – Rezzan Zeren Mesnetsiz…

Bi’set

güz rengini külden almışsa susarak geçmeliyiz bu diyardan başımızda ne kuşlar dönüyor ne de kendini kaybetmiş hatıralar özlem biriktirmek heybelerde ne cesaret ister söyle söyle de dinlesin bir sazın yankılarını ruh sığınağına kapanmış kulağım göz kapakları sarhoşken açılırmış böyle buyurdu…

Şanssız Bir Şairin Şiiri

Salıverilmemiş ünlemli sözcüklerim Bilahare kopuyor teker teker zincirler Soğukların ortasında temmuz gibiyim Ağlamaya kalksam taşar mı denizler? Bir kahve daha koyuyorum şarabın inadına Yaşanmıyor yaşanmamış bütün aşklarım Ne Semerkant’ta, ne Bağdat’ta. Bilinse boş geçilmez önümden Her geçen bir hançer saplayıverir…

Hatırla Bunları

kaçtığım, yara dedikleri zamandan akan bir nehrin öfkesi ile akan ılık bir suyu hissetmekten öte hissetmeyi duyguların ellerinden alan kadını hatırlıyorum gece yarıları her sevmek istediğim soğuk kış aylarında. ne zaman kalabalığa karışsam karışsam dediğim uzaktan baksam onu görüyorum yalnızlık…

Yükselecek Devrim

Kirli tulumu üzerinde Elleri simsiyah Gözleri naif, gözleri mavi Gözleri bulut, gözleri kuş Hiçbir zaman geçmemiştir ondan kış Sorsan herkese bilmez onu kimse O işçi, O insan, O hayat , Ve o yalnızca “1 Mayıs”larda hatırlanan bir dayanak. Ölüm ile…

BİR KÜÇÜK NOT

İletişim: info@rihtimdergi.com

YAZI GÖNDER

Geçici bir süreliğine ekibimiz dışından gelen yazılar değerlendirmeye alınmayacaktır.

Detaylı bilgi için tıklayınız.