Tokmaklar ATM olmuşsa, parayı veren düdüğü çalıyorsa, teraziler de tek kefelidir sarayda. Gündem iki dudak arasında dönüp dururken arka bahçelerde hendekler kazılır. Her deliğe ölü gündemler gömülür. Toprak bitinceye dek sürer bu kısır döngü… Dün orman yakıp bugün yeni…
Rıhtım: Sayı 64
İki dudak arasına ipleri bağlı kuklalar, aynı şeyleri söyler hep bir ağızdan. Ağız ne kokarsa onlar da öyle kokar, ağız ne yöne dönerse onlar da o yöne döner dururlar. Sağdan sola, soldan sağa, bir fırıldaktır ağız dediğimiz organ. Kimin…
Rıhtım: Sayı 63
Bir rüyanın ortasında devam ediyoruz yaşama: gerçek dışı ama gerçek bir rüya. İzliyoruz, bağırıyoruz, susuyoruz, görüyoruz, duyuyoruz, uyuyoruz… Ve uyanıyoruz uykudan. Devam ediyoruz yaşamaya: rüya değil ama rüya gibi bir yaşam. İzliyoruz dev ekranlardan. Rıhtım dergisi, 63. sayısı ile…
Yaşama Provaları
Hayatın ilk yıllarında beynimizin dış ortamı, olguları, eylemleri ya da uyaran her neyse onu kaydetme eğilimi oldukça zayıftır. “Yavrum, şuraya tatile gitmiştik ya hani, sen o zamanlar bir yaşındaydın, hatırladın mı?” sorusunun cevabını “Hayır.” olarak beklememizin sebebi de budur. Yaşama…
Kan Kokusu Çekti Köpeği
Biraz önce teyzem yanımdaydı. Anneme götürmem için siyah bir poşet uzatıyordu bana. Dışarıdan sesler gelmeye başlayınca teyzem tahta kapıyı açıp yalın ayak dışarı fırladı. [Yoksa bir şey mi yakalayıp çekti onu? Bilmiyorum.] Bir ışık patladı kapının arkasında. Ne olduğunu anlamak…
Mesnetsiz Nesne
“Can kuşunu bana uçur Aşk elinden bade içir Hırka ile şaldan geçir Mestanın olayım senin” Seyyid Nizamoğlu Nice gün, nice ay, nice yıl geçmişti buz gibi zemin üzerinde… Uyandım. Daha doğrusu içtiğim onca biranın getirmiş olduğu susuzluğu gidermek için doğruldum.…
Rüyadan Dışarı
rüyadan bir adım dışarıya damarlarımda kan yokken yaşardım gece öyle de güzel gelirdi bana başı bozuk bir kediyi beklerdim elimde süt, kase ve umutla çakmak bulamazken sigara yakmaya ateşi bulmak için çırpınıyordu ellerim tarih öncesinde bir devirde de aynı şekilde…
Tüm Dünya Gri
Bazen bir hayatı doldurabilecek kadar fazla olan düşünceleri, sadece gözlerinin içine bakarak bir saniyede anlar, o saniyenin içinde yaşarsın. O saniye ve ondan sonrakilerde artık “o” olmayacaktır. Anladığını onaylatmak istersin, onaylanınca inanmamayı seçersin; ancak işte o bir saniyelik, artık bir…