mümkinatı yok!
bu gidiş, büyük bir batıştır.
gemi kayıp, kaptanı yok
ölüm girdabında son tur şimdi.
son bir kez daha diyen bir çocuk gibi
hür değildim.
son bir kez daha sevseydim
dört nala koşardı belki
o zaman ağlardı gözlerim,
o zaman severdi
sevmeyi unutmuş benliğim.
dinleyin!
kayıp bir zamanda, aptal bir cümbüş buldum.
düştüm tam ortasına kayboldum.
deli gibi çırıl çıplak koşarken
bir bağ bozumunda yok olmuş,
eski bir anlaşma metniyim
hançerim yarık içinden; parça kayıp.
deli atlar gibi koşuyorum
dört nala.
zikretmiyorum bu sefer
aklımdan geçenleri lakin
uçmuyor uçurtmalar.
herkes vurmakta birbirini
biri, birini sevse
veyahut aşık olsa bir zaman diliminde
kahrolması o kadar meşru idi
eski Türk filmlerinde.
bağışlayın beni!
bütün krallara söyleyin, bağışlasınlar
ki ben her güz mevsiminde
ağlayan ağaçlar kadar hüzün dolu.
kurulsun şimdi dadgah
yeni bir şekliyle.
bütün modern hukuklar kalksın,
haklar da öyle.
şehirler harap,
izaf olmuş cümlelerim.
gözlerim bitap,
ağlamaya hacet yok şimdi.
ne kamer ister ne yakamoz
bilmiyorum.
şaha kalktı atım inemiyorum
söylüyorum bir kez daha
battım çıktım, battım çıktım
battım… çıkamıyorum.