yağmurun hikmetini anlar gibi. ben düşerken gözünden melaikeler tutmuyor mermi etkisiyle çakılıyorum yerlere kimselere denk gelmiyorum öldürmek için. ey vicdansızlar sokak lambaları yıldızlara denk düşer mi bastırınca karanlık ürker mi kediler beklemek binlerce yıllık deliliği geldiğinde tutup sıkar mı kalbimi…
Küllerinden
Ayazındayım taşra kentinin Dört tarafım çevrili Dört tarafım kokun esen rüzgâr Hangi coğrafyanın iklimidir bu ciğerlerime dolup taşan Hangi dert son bulmuş Yaşınca geçen zamanla Kibrit kutusu kadar mutluluk payımıza düşen Bu koskoca hayatta. Bir kalem çiziği oldu her neyse…
Notalar Sürgün
Yitik sevdalardan açar gerbera Bir kurşun alır gider başını, parmak özgürlüğünde Siyanür gibi yayılır coğrafyama dikta Çocuk yaşta hasret her şeye, bir tabut gömülür çocuk yaşta. Çığlıklar kulak tırmalardı önceden Ağız oynatanlar diş kaybediyor artık Piyanolar prangalı, notalar sürgün Ölüyor…
Kara Bahtlı Caretta Caretta’lar
Yıkık bir kale önünde, Eller bağlı gözler açık Teslim oluyorum, Teslim olan her şeye. Kopup gelir fırtınalar, Karabahtlı ben severim birini Olur Kralın en gözdesi. Yakamoza baksam Ay düşer. Ölüme baksam çeker gider, Fırtına kopar, herkes gider Fırtına da gider.…
Birleşme II
Yüzünde maske taşıyabilirsin Ama biliyorsun ki Teninin geri kalanı yoksun Pürüzlü, şeffaf ve taşıması zor Bu yüzden duymalısın İkimizin de sessiz olduğu an Beni çağıran o ses Vücudunun her yerinde yankılanıyor Belki karşı koymak isteyebilirsin Belki bir yerlerde saklanmak isteyebilirsin…
Böyle Biline
Son kelamım ata binmiş koşarken Derim deh! Ki değildir bu kanıtı Her şeyi bırakışımın Ağlatmaya gerek yok Anlatsam zaten kimse anlamayacaktı Birazdan geçeceğiz zamanı Hazırlayın uçamayan bütün kuşları. Körfezin ucundaki kaplumboğalara Bağlanmış halatlar geçiyor göz önünden. Dimethyltryptamine çare değil ölüme…