Mor Gecenin Arzuhâli

suyun vurulduğu yerden doğar güneş olmadık zamanlarda büyüdük olmayan zamanlara hasretiz mucize bekler iken gerçek görülmüyor takat yok, takat yok, takat yok ne varsa tezgah üzerinde, tenimdedir çekilen şu mil, gözümdedir ah bu nedir? ölümün dehşet-efşan güzelliğinden sıyrılıp açıldığımız bu…

Sus

Kimseye nerede olduğumu söyleme, dedi Söyleme. Geç kalan mektubu da söyleme Yatırmadığım faturaları da söyleme. Kuşlar gelmiş bahçeye, dalları kemirmiş Söyleme Yoksulluk ve yoksunluk arasındaki ince çizgiyi irdeleyecekler Bırak kendileri bulsunlar Söyleme Söyleme ki öğretici olsun zaman Ay olsun geceye,…

Karmaşa II

Yağmurla gelen bir ağırlık var son günlerde. Kaçınılmaz sonu biraz öteye taşırken, Bir de tozu kiri alıp götürdüğüne inandıran… Değişimin korkusuyla atılan tereddütlü adımlarla Yürümeye alışkın olduğun yollarda Önünü seçmeyi zorlaştıran… Mevsimin değişimi, Düzenin ve de ani bir çıkmazlar silsilesiyle…

Boş Düzah

Kamer devranı çalıyorum dombıramı, Giryan kalıyor geriye, bir tek giryan. Dahası boş cennet, boş düzah, Dem akıyor zulmette, şem perişan. Bir içtenliktir, yazılıyor nameler, Seher vaktine, yâd ediliyor zerrin kadeh çiçekleri. Baran başlıyor derken gürleşiyor yaseminler, Gitmelere soyunuyor ve kırılıyor…

Derdest

 yağmurun hikmetini anlar gibi. ben düşerken gözünden melaikeler tutmuyor mermi etkisiyle çakılıyorum yerlere kimselere denk gelmiyorum öldürmek için. ey vicdansızlar sokak lambaları yıldızlara denk düşer mi bastırınca karanlık ürker mi kediler beklemek binlerce yıllık deliliği geldiğinde tutup sıkar mı kalbimi…

Küllerinden

Ayazındayım taşra kentinin Dört tarafım çevrili Dört tarafım kokun esen rüzgâr Hangi coğrafyanın iklimidir bu ciğerlerime dolup taşan Hangi dert son bulmuş Yaşınca geçen zamanla Kibrit kutusu kadar mutluluk payımıza düşen Bu koskoca hayatta. Bir kalem çiziği oldu her neyse…

Tablo

Sevmek bir ceylanı gerdanından Ve öpmek omuzlarına kadar. Bir orman ki sadece adı tekil İçinde binlerce öpücük biriktirir. Gözlerine yaklaşmak deniz kıyısında Ve taş sektirmek zamanın oyununda. Tüm zamirleri ve sıfatları yok etmek gerekir Sana seslenmek için sana koşmak gerekir.…

Notalar Sürgün

Yitik sevdalardan açar gerbera Bir kurşun alır gider başını, parmak özgürlüğünde Siyanür gibi yayılır coğrafyama dikta Çocuk yaşta hasret her şeye, bir tabut gömülür çocuk yaşta. Çığlıklar kulak tırmalardı önceden Ağız oynatanlar diş kaybediyor artık Piyanolar prangalı, notalar sürgün Ölüyor…

Pul

Zarf açıldı mı bir kere, Bu viran şehirden bahar geçer. Saman kâğıdından hallice mektubunun Satır aralarında karanfil kokulu serçeler… Bir hayattan bin hayat geçermiş de, Birinin izi silinmezmiş der gibi sözcükler. Kürk Mantolu Madonna’da Raif Efendi’ye “Hayat ve zaruretler insana…

Kara Bahtlı Caretta Caretta’lar

Yıkık bir kale önünde, Eller bağlı gözler açık Teslim oluyorum, Teslim olan her şeye. Kopup gelir fırtınalar, Karabahtlı ben severim birini Olur Kralın en gözdesi. Yakamoza baksam Ay düşer. Ölüme baksam çeker gider, Fırtına kopar, herkes gider Fırtına da gider.…

BİR KÜÇÜK NOT

İletişim: info@rihtimdergi.com

YAZI GÖNDER

Geçici bir süreliğine ekibimiz dışından gelen yazılar değerlendirmeye alınmayacaktır.

Detaylı bilgi için tıklayınız.