Derdest

 yağmurun hikmetini anlar gibi. ben düşerken gözünden melaikeler tutmuyor mermi etkisiyle çakılıyorum yerlere kimselere denk gelmiyorum öldürmek için. ey vicdansızlar sokak lambaları yıldızlara denk düşer mi bastırınca karanlık ürker mi kediler beklemek binlerce yıllık deliliği geldiğinde tutup sıkar mı kalbimi…

Küllerinden

Ayazındayım taşra kentinin Dört tarafım çevrili Dört tarafım kokun esen rüzgâr Hangi coğrafyanın iklimidir bu ciğerlerime dolup taşan Hangi dert son bulmuş Yaşınca geçen zamanla Kibrit kutusu kadar mutluluk payımıza düşen Bu koskoca hayatta. Bir kalem çiziği oldu her neyse…

Kan Kokusu Çekti Köpeği

Biraz önce teyzem yanımdaydı. Anneme götürmem için siyah bir poşet uzatıyordu bana. Dışarıdan sesler gelmeye başlayınca teyzem tahta kapıyı açıp yalın ayak dışarı fırladı. [Yoksa bir şey mi yakalayıp çekti onu? Bilmiyorum.] Bir ışık patladı kapının arkasında. Ne olduğunu anlamak…

Tablo

Sevmek bir ceylanı gerdanından Ve öpmek omuzlarına kadar. Bir orman ki sadece adı tekil İçinde binlerce öpücük biriktirir. Gözlerine yaklaşmak deniz kıyısında Ve taş sektirmek zamanın oyununda. Tüm zamirleri ve sıfatları yok etmek gerekir Sana seslenmek için sana koşmak gerekir.…

Rıhtım: Sayı 30

Dergimizin otuzuncu sayısı ile sizleri selamlıyor, keyifli okumalar diliyoruz. ÖYKÜ Bana Bir Deniz Feneri Lazım – Sevgi Ünal Butimar – Sitem Şanlı Cebimdeki Babaannem – Hatice Dökmen Körebe – Çağla Uzuner DEVAMLI ÖYKÜ – KÖŞE Mesafeli Yaşam Sözleşmesi – Serkan…

Notalar Sürgün

Yitik sevdalardan açar gerbera Bir kurşun alır gider başını, parmak özgürlüğünde Siyanür gibi yayılır coğrafyama dikta Çocuk yaşta hasret her şeye, bir tabut gömülür çocuk yaşta. Çığlıklar kulak tırmalardı önceden Ağız oynatanlar diş kaybediyor artık Piyanolar prangalı, notalar sürgün Ölüyor…

Pul

Zarf açıldı mı bir kere, Bu viran şehirden bahar geçer. Saman kâğıdından hallice mektubunun Satır aralarında karanfil kokulu serçeler… Bir hayattan bin hayat geçermiş de, Birinin izi silinmezmiş der gibi sözcükler. Kürk Mantolu Madonna’da Raif Efendi’ye “Hayat ve zaruretler insana…

Mazide

Kim bu karşısında gecelerce seyreylediğim suret? Kim bu aynadaki kendimin büyük yabancısı? Beni dünyevi ıraklar ötesine atan, can çekiştiren bu gafil kim? Saçımdaki beyazlara saklanmış çehremin tüm aydınlık tarafı. İnci dişler her yıl saçılacakmış birer birer üstelik de acı acı.…

Göbekli Tepe

Aklınızdaki tüm eski yapıları unutun çünkü bu yapı onlardan daha da eski. Buradaki arkeolojik çalışma 1995 yılından bu yana devam etmektedir. Buradaki ilk buluntu Şanlıurfa’da 1983 yılında tarlasını sürmeye giden bir vatandaşın tarlasını sürdüğü sırada bir kalıntı bulup Urfa müzesine…

Butimar

Yaşlı bir kadın üç katlı apartmanın giriş katındaki 1 Numaralı dairenin önünde betonun üzerinde oturdu, ağlamaklı. Çalan kapıya içeriden bir ses yok. Yalvarırcasına çalıyor kapıyı. Bir yandan ağlamaktan kızarmış gözlerini siliyor bir yandan elindeki iki kilo sütü sıkı sıkıya tutuyor.…

BİR KÜÇÜK NOT

İletişim: info@rihtimdergi.com

YAZI GÖNDER

Geçici bir süreliğine ekibimiz dışından gelen yazılar değerlendirmeye alınmayacaktır.

Detaylı bilgi için tıklayınız.