Öykü

Basira

Evrenin uzak köşesindeki Zarnak gezegeni, mavi-beyaz parıltısıyla Tarnex galaksisinin incisiydi: Zengin mineral yatakları, nadir kristaller ve atmosferinin olağanüstü saydamlığı, Zarnaklıları fiziksel ve ruhsal olarak dönüştürmüş; onlara hava, su, toprak ve ateşi bükebilen iki devasa kanatlı bir soy ve büyük bir güç bahşetmişti. Ancak bu kudretin bedeli ağırdı. Zarnaklı bebekler, anne rahminde olağanüstü enerjilerle büyüyor; bu da doğumlarda annelere ölümcül zararlar vererek nüfusun her geçen yüzyılda azalmasına neden oluyordu. Azalan nüfus zayıflık demekti. Ve bu düşmanlarının beklediği fırsattı. İlk hamleyi, Zarnak’a en yakın uygarlıklardan biri olan Zahira gezegeni yaptı.

Zahira’nın zalim Kralı Ignatius’un kışkırtmalarıyla, General Belamir, 202 krallıktan oluşan konseyde manipülasyonla Zarnaklıların yok edilmesi manifestosunu yaydı. 100’ü aşkın gezegen onay verdi ve Tarnex için bu olay tarihe kara bir gün olarak geçti: 108 gezegenin ittifakı Belamir komutasındaki muazzam ordularla Zarnak’ın atmosferine ulaştı. Zarnak gezegeninin göğü, devasa savaş gemileriyle kararmıştı. Gökyüzü siyah, yeryüzü ise kırmızıydı. Tek bir emir verilmişti. Herkesi öldürün. Pek çok Zarnaklı yakıldı veya ağır silahların altında ezildi. Kaçabilen azınlık, çoğunluğu kadın ve çocuklardan oluşan bir gemi, anaerkil yönetimindeki Xarion’a sığındı; orada doğan Zarnaklı bir kız çocuğu, “gerçeği gören” anlamındaki Basira ismi verilerek kaderi Dünya ile yazıldı.

Yıllar içinde Belamir’in kurduğu geniş çaplı arama ekipleri, kanatlarını saklayamayan Zarnaklıları birer birer ortaya çıkararak katledilmelerine sebep oluyordu.

Zarnak’ın düşüşünün üzerinden uzun yıllar geçti. Bu süre boyunca Zahira giderek güçlenmiş, hâkimiyetini galaksinin en uç noktalarına kadar genişletmişti. Artık gözlerini yeni bir hedefe çevirmişlerdi: Basira’nın saklandığı zengin topraklar: Xarion.

Alevlerin her yeri sardığı gezegeni tüm gücüyle savunan küçük Basira, yenik düşüp Belamir’in ellerine geçti. Belamir onu “Lamir” adıyla yeni kimliğine soktu. Basira, oradaki tek Zarnaklı olmadığı öğrenip Bemir adında başka bir Zarnaklı çocukla tanıştı. İkisi başlarda çok iyi anlaşsalar da Basira savaş zekâsı ve büyüyen gücüyle Belamir’in gözünde parladı, Bemir ise kıskançlık ve hırsla içinde karanlık besledi. Oysa, ikisi de Belamir’in köleleriydi.

İşler Basira için kolay değildi. Belamir’in onun için planları başkaydı. Belamir, Basira’yı bir silah olarak görüyordu ve her fırsatta sınırlarını zorlayarak onu acımasız ölümlerin olduğu görevlere gönderiyordu. Belamir bir gün, Basira’dan Kral Ignatius’u öldürmesini istedi. Basira emri yerine getirdi, ama bu onun içinde kaçma hayalini daha da körükledi.

Kaçma planını Bemir’le paylaşan Basira, beklemediği şekilde ihanete uğradı: Bemir olanları Belamir’e anlattı. Basira yakalandı, enerji kelepçeleriyle bağlandı ve soğuk, izolasyon hücresine atıldı. Mahkemede Belamir onu küçük düşürdü; Basira’nın özgürlük düşüncesini yok etmek istedi. İdam edilmesine karar verildi.

İdam günü kesinleşmişti. Xarion gezegeninin ikinci güneşi Tav’ra, Zahira gezegeninin gölgesiyle karardığında kendi kılıcıyla Basira’nın başı kesilecekti. Ardından bedeni, Bemir’in ateşinde yakılacaktı. Bu, Belamir’in buyruğuydu. Böylece, hem Basira’nın geldiği gezegene aşağılayıcı bir atıfta bulunacaktı hem de Alfalığın Bemir’e geçtiğini ilan edecekti.

Gün geldiğinde Tav’ra’nın ışığı yavaş yavaş Zahira’nın gölgesine yenik düşerken, Basira’nın kılıcı boynuna dayandı. Eğdiği başını son kez kaldırıp beyaza dönen gözlerini Belamir’e diktiğinde Basira’dan kaynaklanan bir rezonans patladı: yıkıcı titreşimler zemini sarstı, çevrede ona yakın duran herkes etrafa yayılan basınç ile savruldu. Ardından frekanslara maruz kalanlar kendi iradelerinin dışında canlarına kıymaya başladılar.

Durumu uzaktan analiz eden Belamir, Basira ile arasındaki mesafeden kaynaklı bu güçten etkilenmedi. Ama bunun nasıl gerçekleştirdiğini düşünmeden edemiyor, gözlerini bu katliamdan alamıyordu. Bu güç Basira’yı zincirlerinden kurtardı; kanatlarını açıp göğe yükseldi.

Uzun süren açlık ve susuzlukla uzayın derinliklerinde kaybolan Basira, mavi-yeşil bir gezegene iniş yapmaya karar verdi. Atmosferde yaşadığı sürtünmeden kaynaklı, gemisi büyük hasar alarak dağlık bir bölgeye sert bir iniş yaptı. Yaralı ve baygın olan Basira, Yuryan tahkikatının öğrencileri tarafından bulunarak Üstad Fushen’e götürüldü. Dünya’nın atmosferi Basira’yı yıpratmıştı. Fushen onu iyileştirdi, dil öğretti ve zorla değil, rehberlikle güven verdi. Basira eğitimleriyle hızla toparlandı. İnsanlara yardım ederek yeni bir amaç edindi. Fushen’in desteğiyle Basira, Sigma Timi’ni kurdu. Dünyanın gözü önünde adalet, merhamet, cesaret ve sadakat yemini ederek kendi bağımsız ordusunun başına geçti ve dünya lideri oldu.

Sigma Timi büyüdü ve dünya çapında saygı kazandı. Ancak saygınlık kazandıkları kadar düşman da edinmişlerdi. Sigma Timi’ne sızan bir suikastçı Basira’yı hedef aldı. Bu görev için yetiştirilen kişi, Zayren’di. Onu bitirmek için özel olarak seçilmiş, gölgelerden gelen bir silahtı.

Basira, Zayren’in yeteneklerini beğendi ve onu yanında tuttu. Hatta en yakını yaparak onu Alfa Sigmalığa bile yükseltti.

Zamanla aralarında farklı bir bağ gelişti. Basira kendini bu duygulara kaptırmamaya çalışsa da, Zayren’i kendinden uzaklaştıramıyordu.

Zayren ise bu duyguları kullanarak her öğrendiğini karanlık bağlantılarına rapor etti. Ta ki bir gün… kendi içinde bir şeylerin değiştiğini anlayana kadar. O da Basira’ya bağlanmıştı. Ve bu bağ uğruna, karanlık bağlantılarını koparmak istedi. Ama çok geçti. Bilgiler çoktan sızmıştı. Basira gerçeği öğrendiğinde öfke ve acı içinde Zayren’i hücreye attırdı. Bağlantılarını sorguladı, yakaladıklarının işini bitirdi.

Zayren, aralarındaki bağın gerçek olduğunu savunuyordu. Ama Basira’nın yüreği, ihaneti affedemedi. Onu aylarca hücre hapsinde tuttu. İçinde kavurucu bir ikilem vardı: Onu cezalandırmak mı, yoksa ona inanmak mı?

Zamanla Basira’nın kalbi yumuşamıştı. Zayren’i tamamen hapiste çürümeye bırakmadı. Ona ihtiyaç duyduğu anlarda hücreden çıkarır, görevlere yanında götürürdü. Zayren ise kaçmayı hiç düşünmedi. Ona yakın olmanın yolu esaretse buna razıydı.

Yıllar geçtikçe Basira’nın ona olan güveni kısmen geri geldi. Onu affetti, fakat gözleri asla tamamen üzerinden ayrılmadı. Birlikte hem Dünya’da hem de Dünya’nın ötesinde sayısız görevde yer aldı. Zamanla aralarındaki bağ, ihanetten doğan yaraların ötesinde, bambaşka bir yakınlığa dönüştü. Zayren, Basira’nın karanlık hayatına bir denge, bir nefes olmuştu. Onun varlığı Basira’nın içindeki ağır yükleri hafifletiyordu.

Her şey yolunda gidiyor gibiydi. Ta ki o ana kadar…

Belamir, evrenin her köşesinde Basira’yı arıyordu. Bemir’i tekrar devreye soktu. Basira’yı bularak onu hassas noktasından vurmayı planlamışlardı. Bemir, Zayren’i tuzağa düşürüp öldürdü.

Ardından cesede bir bıçak saplayarak cinayet süsü verdi. Cinayeti insanoğlunun üzerine yıktı. Zayren’in cansız bedenin bulunması Basira’yı delicesine sarstı. Basira’nın hükümetlerce yasaklanmış gücü açığa çıktı. Uzaklara yayılan rezonans titreşimler toplumsal bir kitlesel yok oluşa yol açtı. Belamir’in planı işlemiş, Basira kontrolünü kaybetmişti. Uyandığında, soğuk bir hücrede zincire vurulmuş hâlde buldu kendisini.

Basira önce mahkemeye çıkarıldı; Dünya tarafından sürgüne mahkûm edildi ama cenaze törenine katılmasına izin verildi. Zayren’in mezarı başında yıkılan Basira, Fushen’den adalet sözü aldı ama içindeki öfke sönmedi. Sürgün uzay mekiğine götürülürken, Basira metal kelepçeleri ve roketin gövdesini büküp parçaladı. kanatlarını açarak yüksek basınçla gökyüzüne yükselerek kendi rızasıyla Dünya ufkundan kayboldu.

Belamir, Basira’nın peşini bırakmıyordu. Askerler tarafından yakalanan Basira, Belamir’e götürülerek yeni bir idam gününe karar verildi. Basira kaçıp Belamir’in Dünya da dâhil birçok gezegenle ilgili planını öğrendi. Kendi silahlarını Belamir’e karşı kullanarak Zahira’ya büyük hasar verip Dünya’ya kaçtı.

Sigmaların başına geçen Basira, dünya dışı tehdidi ilan etmesine rağmen buna karşı çıkan hükümetler oldu. Basira hükümetleri devirdi ve dünya üzerinde birleşik bir ordu kurdu.

Yıllar önce Zarnak ve Xarion’da olduğu gibi Dünya’nın göğü de savaş gemileriyle kaplıydı. Ama yeryüzüne sadece bir araç indi. Geminin tam karşısında duran Basira teker teker inen beş generali de yakından tanıyordu. Geçmişte hepsini öldürme girişiminde bulunmuş ama bir şekilde elinden kurtulmuş kişilerdi. Gemiden en son inen beşinci kişi Bemir’di.

Basira olağanüstü sakinliğiyle gezegeni terk etmeleri için 11 saniye verdi. Karşı tarafa konuşma fırsatı tanımadan geri sayımı başlattı.

Basira, yıllardır üzerinde çalıştığı zamanda sıçrama gücünü plana dâhil etmişti. Zamanda sadece saniyeler gibi kısa sıçramalar yapabiliyordu. Sayaç 1 rakamını gösterdiğinde on binlerce Basira portal benzeri ışıktan geçerek alana geldi.

Düşmanlar kısa süreliğine geri çekilse de savaş gemileri yeryüzüne inmeye başlamıştı. Savaş kaçınılmazdı. Bemir ise bir kez daha Basira’nın peşine düştü; final çatışmasında Bemir, Zayren’i öldürdüğünü itiraf etti. Bunu söyleyerek Basira’nın canını yakmak istemişti ama kendi sonunu hazırladı. Basira, öfkeyle Bemir’i parçalara ayırdı. Kanatlarını koparıp gökyüzüne Belamir’e uzatarak gerçek Alfa’nın kim olduğunu gösterdi. Basira, ardından elindeki kanatları ateşe verdi ve gökyüzüne yükselerek Belamir’in gemisine ulaştı. Belamir’in karşısında çıktı. Onun kanı kendi iradesindeydi. Etini içine sıkıştırarak kemiklerinin derisini parçalayıp dışarı çıkmasına neden oldu. Onun ölümü konusunda yaratıcı olacağını söylemişti. Ve onu öldürerek savaşı sonlandırdı.

Savaşın ardından Basira, küllerinden doğduğuna inandığı Dünya’yı yeni kanunlarla yeniden inşa etti. Yıllar sonra, Basira’nın Bemir’den aldığı spermler laboratuvarlarda döllenerek embriyolara dönüştürüldü ve Zarnak ırkı yeniden canlandırıldı. İnsanlarla birlikte yaşayacak yeni bir soyun ve melezlerin temellerini attı. Basira’nın yolculuğu; soykırımdan doğan bir kız çocuğunun ihanete, idama, kayba, öfkeye ve nihayetinde Dünya’nın hâkimiyetine dönüşümünün epik öyküsüdür. Onun kanatları, hem özgürlüğe açılan kapıydı, hem de ardında bıraktığı yıkımın sessiz tanığı.

 

Sayı: 68

Yeni Yazı Yok
Yorumlar (0)

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

BİR KÜÇÜK NOT

İletişim: info@rihtimdergi.com

YAZI GÖNDER

Geçici bir süreliğine ekibimiz dışından gelen yazılar değerlendirmeye alınmayacaktır.

Detaylı bilgi için tıklayınız.