Yarım Porsiyon Mutluluk

Dünya giderek daha kalabalık bir hal alıyor. Çocukluğumuzda isimlerini ve simalarını ezbere bildiğimiz kapı komşularımız artık birer kapı-duvar oluyor ve her ne kadar kalabalık olsak bile yalnızlaşma evresine hoş gelmiş bulunuyoruz. 3-5 kişiyi tanırken elde ettiğimiz tam ve mutlu portre…

Kırık Nesnelerin Tiyatrosu

Kırık nesnelerin tiyatrosu bu hayat dediğimiz şey. Bencilce, ahmakça, bir savaş sonlanacakken atılan bombaymışçasına İnsanı insan yapan her şeyden yoksunca. Her ihtimali sevebilenlerin hikayesi bu biraz da. Biz sonlandık yani seninle bir görevdik, başarısız sonuçlandık. Gezegendik belki, çıkarılmışız gezegenlikten sonra…

Do Not Disturb

Bir yaprak düşer bin tepeden binbir taşlı asfalta, bir kapı sertçe kapatılır bir insanın suratına. Sonra bir ağaç bir dünyaya küser, bir yaprak bir asfalta, bir insan bekler. Bir kapının açılmasını bekler. Yapabileceği hiçbir şey yoktur ve elinden gelen tek…

Yeşilin içinde insan İnsanın gözlerinde mavi Mavinin ortasında ada Adanın kenarında kum Kumların arasına saklanmış bir yengeç Yengecin kıskacında mantar tıpası Tıpanın devamında şişe Şişenin içinde bir kağıt Kağıdın üstünde umut Umudu yazan bir adam Adamı seven bir kadın Kadının…

Yükseliş

Şimdinin yükseklerine bakmamız gerekiyor. Aslında yükseklerde duranların nasıl alçalarak yükseldiğini görmemiz gerekiyor. Benzetmeler yetersiz ve kelimeler kıyafetsiz kalsa da bunu yapacağız. En alçaklardan yukarılara bağırıyorum: “Oralara yükselmek için bu kadar alçalmanıza gerek yoktu!”   Toplumlar bir araya geldikten sonra ve…

Yaşamak Denen Bu Zahmetli İş

Hanoch Levin’in evlilik ve kadın-erkek ilişkileri üzerine yazdığı bu oyun, İstanbul Devlet Tiyatrosu sanatçıları tarafından bu yıl gösterime sunuldu. Musa Uzunlar ve Ülkü Duru’nun başrollerini paylaştığı bu tek perdelik kara mizah günümüz evliliklerine, belki de geleceğimizdeki hayatımıza ayna tutuyor. Yona…

Deja vu

– Bir gün… Dönüp arkana bakacaksın ve ben orada olmayacağım. – Bu… Ne demek istiyorsun? – Hem mecaz hem gerçek. Her dara düştüğünde, bana gülüyorsun. Yani beni arıyor gözlerin, bulunca tebessüm ediyorsun. Bu mecaz. Her yalnız kalışında, arkanı dönüp bana…

Ölümlerin Ardı

-Aba vü ecdad ağlar Cebbar’dan Ve mevsim cerh etmiştir bir dostumun yüreğini. İnceltmiştir ipi, bıkmıştır hayattan Nevfel’in kızı sevmiştir Hint prensini. Böyle başlar bir hikâye, Yüzüne benzeyen herkesten sıkılan kadın; Sevişmelerin yorgunluğunda. Tutulduğu; cenabet dolu bir aşk. Ölümlerin ardı: benzer…

Ruhum Tadilatta, Kapalıyız!

(Cem Adrian şarkılarıyla.) Dünyanın bütün seslerini bünyesinde toplayan, Elinde iğne iplik -şarkıları-  ile ruhumuzun eksik yerlerine yama yapan, Binlerce dinleyicisine siyah bir öpücük ile sonsuz bir iz bırakan, Bir müziğin hem sözü, hem sesi, hem enstrümanı olabilen, Fazıl Say’ın ”Yıllardır…

Yalnızlık

Bilinmez bir çift lakırdının kadri, dört duvar arası yalnız kalmayınca. Gün bitmez, zaman geçmez olur, bir insan, bir başkası ile olmayınca.

BİR KÜÇÜK NOT

İletişim: info@rihtimdergi.com

YAZI GÖNDER

Geçici bir süreliğine ekibimiz dışından gelen yazılar değerlendirmeye alınmayacaktır.

Detaylı bilgi için tıklayınız.