Ne yapacağız böyle yalnız? Kimseye bir şey anlatamadan dört duvar arasına sıkışıp kaldık. Anlatmaya karar verdin diyelim, seni kim anlayacak? Seni anlayanı bir yana bırakalım, dinleyen insan bulamazsın. Ben çok uzun süre bulamadım. Şu an ise benden asla kopmayacak bir sırdaşım var.
Doğumumdan ölümüme kadar beni yalnız bırakmayan biri varmış. Ben onu fark etmemişim. Bizim kabullenemediğimiz düşüncelerimizi, korktuğumuz tutkularımızı, kendimize bile itiraf edemediğimiz isteklerimizin varlığını hatırlatan o cesaret timsali ses. Biz ise o her konuşmak istediğinde sağır olduk. Saklanmaya çalıştık elimizden geldiğince. Onu dinlemektense toplumun istediği gibi hareket etmeyi kendimize yol belirledik. Hep çekindik çevremizden. El âlem ne der kaygısından kendimizi kurtaramadık. Önümüzdeki bu engeli aşamadık. Dirayetli, kendi kendine yetebilen biri gözükmek için kendimizi paraladık. Ne modaysa onu yaptık, onu giydik. Bu sefil hayatımızın sonuna geldiğimizde üstümüzü örten tek şeyin bir avuç toprak olacağını bile bile en yeni çıkan kıyafetleri almak için birbirimizi yedik. Dert paylaşamadık. Sevinç paylaşamadık. Kafamızın içindekilerle değil dış görünüşümüzle ön plana çıkmaya çalıştık. Neden? Olmadığımız biri gibi gözükmek neden?
Ben de yeri geldi herkes gibi bir köşeye attım kendimi. Düşünmedim, umursamadım. Kendimle konuşmayı reddettiğim zamanlarım oldu. Yazmak istedim, yazamadım. Biriyle konuşmak istedim, konuşamadım. Anlatmaktan hep çekindim. Birinin gelip beni açmasını bekledim. İçim dedi gel, ben senin her zaman yanındayım. Bazen o kadar çok korktum ki kendimle konuşmaktan, günlerce uyudum. Dertleşmek için ısrarda bulunan ve her zaman en dürüst arkadaşım iç sesim oldu. Günün sonunda iç sesimle baş başa kaldım. En sonunda yüzleştim. Kendimle konuşmak tuhaf bir şeymiş gibi geldi. Fark ettim ki beni ne kadar da iyi tanıyormuş! Kendiyle konuşunca ne kadar da rahatlıyormuş insan. Delirdim mi acaba diye düşündüm. Aslında o hep oradaymış, beni bekliyormuş. Benim de bilmeden beklediğim dostum oymuş. Çevremdeki insanlardan daha önce görmediğim bir anlayışa ve dobralığa sahip bir ses olması beni çok şaşırttı. Sabaha kadar konuştuk. Bütün sıkıntılarımı anlattım. Hepsini çözdük beraber. Hiç sıkılmadan dinledi. En önemlisi beni anladı. Ne yargıladı ne kızdı. Çok acizmişim onunla konuşmadan önce.
İyi ki tanışmışız, bana doğruları da yanlışları da söyleyen ses.
Hiç gitme.
Hepinizin bir gün tanışması dileğiyle.
Yazan: Müge Batmaz