Birinci Sonbahar

Bir divaneyimdir şimdi, aşkınla yanıp tutuşan O gözler eskisi gibi bakmıyor ya! En çok da o yüzden gökyüzü olurum Ve… Toprak ıslanır. Varla yok arasında gidip geliyorsun, sevgilim Bir açıp bir kapatıyorsun kollarını Bu kaçıncı hüzün? Bu kaçıncı özleyişim yollarını.…

Eşsiz Suretin

Sana yazılmayan mısralar bırakıyorum Onları öylesi sıkı tut ki Yazan olmasın. Duymuştum; Benim mısralarımla sana seni anlatmışlar Katiyen yalan! Ben hiçbir kelimeye suretini işleyemedim Öylesi tuttum ki yazacaklarımı İçimde koca kelimeler birikti. Ay olmuş kalemi almamışım elime Kalemlerim bile küsmüş…

Yetişilmeyen Gece

geceden önce yetişemiyorum efendim gün hep ben varmadan doğuyor sonra kalakalmak mahşeri karanlıkta geceden önce yetişemiyorum efendim haftalar bile ben varmadan bitiyor. bir kelam gelip tıkanıyor ellerime saçlarım urgana dönmüştür bunlar yazılmıştır diyorum vardır acayip bir boşluğun içinde saçlarım örülmüş…

Her Şeyi Bir Kenara Bırakalım

Bu ne perhiz! İçimde kıvılcımlar, en baştan Ta en baştan, tekrar Alev aldı, geride bıraktığımız buluşmalar. Yangınımızı yayıyorsun her geçen gün Mektup göndermediğin günlere aşk olsun Günler, bırak geçmeyi, gelmek dahi bilmiyor Takvim yapraklarını yırtmıyorum artık Ne boş sayfam kaldı…

Kırık Kadeh

tanrılar da susayabilir akşamları kırık bir kadehi kullanmak zorunda kalabilirler istemedikleri otları biçmek için pazar günlerini beklerler herkes bir dönem kendini tanrı zanneder herkes bir dönem susayabilir sanrılar sarabilir gözlerinin etrafını ancak tüm oyun kırık kadehi tokuşturmakla sona erer bize…

Kalbin Civarı

yoğun radyoaktif madde içeren bir deney tüpünü taşır gibi taşımak sevgiliyi avuç içinde. italikliyorken kopkoyu kederimi ben, yağmur tetikliyor kaosu asfaltlandıkça yollar uzuyor. istismar ediliyor madenler demir, kurşunla tanış olmamış. özenerek azmediyorsun mutsuz ve sonsuz distopyalara garbın afakı çelimsiz çelikten…

Sondan Başlayan Şiir

-Son- Sensizlik, radara yakalanmayan alçak bir torpido gibi bedenimin ortasından vuruyor beni ayrılıyorum eşit bir şekilde tarafsız sulara batıyorum bütün taraflarım senden yana kayısı ağacının deliksiz gölgesinde bir yılan yokmuş -Orta- Yaz ortasında soğuktan kırılan karanfil ve tavanda su izleriyle…

Dördüncü Barışma

Ne çok beklettin Mısralarca volta attım Bazenler koşmayı denedim, çoğu kez yalpaladım Sayfalara döküldüm, sonbahar koktu her yer Kapılar kapalıydı, perdeler açık bekledim Bir gün sağanak yağmurlu, bir gün öylesine korkulu Bir gün ki tanıdık bir kapı çalışı Ne çok…

Gidenlere ve Gelmeyenlere

Kaç yüz şiir, kaç bin söz… Yetmemiştir ki gideni getirmeye. Kimine kanlı bir işgal kimi zaman devrim Ama hep ama hep bir çift yaşlı göz. Benzer her akşam, plastik bir çiçeğe su vermeye. Bak rengarenk çiçek leşleriyle doldu evim. Her…

Radikal Bekleyişler

güneş heceleniyor tan yerinde ağlamaklıdır çatılar giyotinden koşan bir baş hırpalanıyor kuşların elinde nereye bakılsa hüsran nereye koşsak çöl bu diyarlar paslı bir çivi duvara takılmış kalmış ne ileri ne geri ne geri ne ileri etki-tepkiden eylemsizlik yasalarına hadi tutuklayın…

BİR KÜÇÜK NOT

İletişim: info@rihtimdergi.com

YAZI GÖNDER

Geçici bir süreliğine ekibimiz dışından gelen yazılar değerlendirmeye alınmayacaktır.

Detaylı bilgi için tıklayınız.