Papatya

İçimde şarkılar söyleyip dans eden küçük kız çocuğunun, papatyalardan yapılma tacından düşmüş bir küçük kurumuş papatya… Ellerini görüyorum. Bir fırt aldığı şarap şişesinin ağzını silerken. Ucu kesilmiş eldivenlerinden çıkan parmaklarını. Bir sokak lambasının altı. Bir kaldırımın üstü. Hava soğuk ama…

Rıhtım: Sayı 25

Dergimizin yirmi beşinci sayısı ile sizleri selamlıyor, keyifli okumalar diliyoruz. ÖYKÜ Gel Gezinelim – Serkan Üstündağ Hiçlikten Mektup – Ferhat Nehir Sarmal – Özgür Andaç DEVAMLI ÖYKÜ – KÖŞE Kırmızı Hattı – Serkan Üstündağ DENEME Bir Düş, Ruhu Hatırlamak – Nur Horus ARZULAR ŞELALE…

Gel Gezinelim

Akşam yemeğini tamamlayan adam, ailesinin yemeğe devam etmesine aldırmadan, hemen salona doğru koştu. Haber kanallarının son dakikalarına boğulan zihniyle izlemeye devam ediyordu. Birkaç grup insan, yaşadıkları semtin etrafında kural tanımaz davranışlar sergiliyordu. Aslında burada birkaç grup insan değil, evinde olanlar…

Her Şeyi Bir Kenara Bırakalım

Bu ne perhiz! İçimde kıvılcımlar, en baştan Ta en baştan, tekrar Alev aldı, geride bıraktığımız buluşmalar. Yangınımızı yayıyorsun her geçen gün Mektup göndermediğin günlere aşk olsun Günler, bırak geçmeyi, gelmek dahi bilmiyor Takvim yapraklarını yırtmıyorum artık Ne boş sayfam kaldı…

Sarmal

Ayağındaki babetleri ilk kez giyiyordu Aslı. Üstündeki puantiyeli elbisenin tonlarına bakılırsa, yine tutturmuştu aralarındaki uyumu. Kulağına siyah halkalı küpelerden birini takarken baktığı aynada, hafif tatsız bir surat görse de, geçiciydi bu, biliyordu. Yine ne yapıp edip bir yolunu bulmuşlar, aralarındaki…

Hiçlikten Mektup

Ne kadar zaman geçti bilmiyorum, bu kağıt ve kalemi alabilmem belki binlerce yıl sürdü ve dünyada yaşayan insanların hiçbirinin göremeyeceği büyük bir hiçlikteyim. Adım Edward Jarvis Durley, yazacağım bu satırları, bir şekilde yaşayan insanların dünyasına yetiştirebileceğimi biliyorum. Başımdan geçenleri anlatmadan…

Kırık Kadeh

tanrılar da susayabilir akşamları kırık bir kadehi kullanmak zorunda kalabilirler istemedikleri otları biçmek için pazar günlerini beklerler herkes bir dönem kendini tanrı zanneder herkes bir dönem susayabilir sanrılar sarabilir gözlerinin etrafını ancak tüm oyun kırık kadehi tokuşturmakla sona erer bize…

Kırmızı Hattı

Dalgın duran insanlar ve boş bakışları üzerine, tehlikeli durduklarını iddia ederek, bir inceleme başlatsak iyi olur. Kırmızı hattına dahil olan bu insanların dışarıdan bakıldığında herhangi bir fikre ortak olup olmadıkları nereden bilinebilir ki? Bundan ötesi, “kırmızı hattı” dediğimiz şey nedir?…

Kalbin Civarı

yoğun radyoaktif madde içeren bir deney tüpünü taşır gibi taşımak sevgiliyi avuç içinde. italikliyorken kopkoyu kederimi ben, yağmur tetikliyor kaosu asfaltlandıkça yollar uzuyor. istismar ediliyor madenler demir, kurşunla tanış olmamış. özenerek azmediyorsun mutsuz ve sonsuz distopyalara garbın afakı çelimsiz çelikten…

Sondan Başlayan Şiir

-Son- Sensizlik, radara yakalanmayan alçak bir torpido gibi bedenimin ortasından vuruyor beni ayrılıyorum eşit bir şekilde tarafsız sulara batıyorum bütün taraflarım senden yana kayısı ağacının deliksiz gölgesinde bir yılan yokmuş -Orta- Yaz ortasında soğuktan kırılan karanfil ve tavanda su izleriyle…

BİR KÜÇÜK NOT

İletişim: info@rihtimdergi.com

YAZI GÖNDER

Geçici bir süreliğine ekibimiz dışından gelen yazılar değerlendirmeye alınmayacaktır.

Detaylı bilgi için tıklayınız.