Sessiz Saçmalıklar (XL – XLII)

-Vol.40– Aklın atına bindik son hızla koşuyoruz, eskiden yağmur yağsa şükreden, şimşek çaksa istiğfar eden insanlar vardı. Şimdi deniz ikiye yarılsa aha Amerika yaptı, dağdan deve çıksa “oo mutasyona uğramış”, ateşli taş atan kuş gelse “uzaylı lan bunlar” deriz. Çok fazla…

Mesafeli Yaşam Sözleşmesi

Eğer aralamakta olduğunuz perde size soğuk geliyorsa, cehennemden dışarıya çıkıyorsunuz demektir. Uzaklarda üşüyeceğiniz bellidir fakat bazen gitmek gereklidir. Böylesine kesin yargılarla konuşmaya pek alışamadığımdan dolayı, lafı birazcık dolandırarak ve esrarengiz kılarak, derdimi anlatmama izin verin. Öncelikle, bir bireyin yaşamdan vazgeçtiği…

Cebimdeki Babaannem

İstiklal Caddesi’nin etrafındaki dar sokaklardan birinde otururduk. Beş katlı bir apartmanın, duvarlarından sıvaları dökülen, rutubet kokulu bodrum katında. Başımızı küçük pencereye kaldırdığımızda sokaktan geçenlerin ayaklarını görebiliyorduk. Bir sabah, tanımadığım insanlar evimize doldu; bana hep “küçük adamım” diyen babaannemin telaş ve…

Körebe

Yüzü cama, sırtı bulunduğu ortama dönük oturtmuşlardı Fulya’yı, altında bir plastik sandalye. Gece geç saate kadar kimse konuşmadı onunla.  Ayağa kalkmak yasaktı; o yüzden aşağıda akıp giden hayatı göremiyordu kalın pencere pervazından.  Karşı taraflarda görülen birkaç uzun binaya göre yedinci…

Kara Bahtlı Caretta Caretta’lar

Yıkık bir kale önünde, Eller bağlı gözler açık Teslim oluyorum, Teslim olan her şeye. Kopup gelir fırtınalar, Karabahtlı ben severim birini Olur Kralın en gözdesi. Yakamoza baksam Ay düşer. Ölüme baksam çeker gider, Fırtına kopar, herkes gider Fırtına da gider.…

Sancı

Ben seni en sağanak yağmurda kaybettim Bir sis indi önce geceye Tüm tılsımları gitti sevmelerimin Azar azar Bir kar misali eridim önce Su olurum toprağına gelirim dedim Kardım eridim, gelemeden bittim Ben ki seni türkünün hüznünde kaybettim Ses yüksekti ağırdı…

Bana Bir Deniz Feneri Lazım

-Anne, bu beyaz gömlek niye ütüsüz? -Oğlum, bu kadar şey arasında onu mu buldun giyecek? Ütülü bir şey giysene… -Ben bunu giymek istiyorum. Hadi ütüle, geç kalacağım yoksa. Serap, daha çok sabahları yazar, seherin getirdiği uhrevi ilhamı kullanır hatta onu…

Daima

gitmek daima gitmektir kalmak daima kalmak uzun bir yolculuk istersin bilirim ve bazen kimsenin bilmediği bir ormanda kalmak yollar heyecanlandırır kuşları arabaları takip etmeyi severler sen onları izlemeyi de seversin nereye gittiklerini sormadan uzun mektuplar yazmayı seversin bir de kartpostal…

Rıhtım: Sayı 29

Dergimizin yirmi dokuzuncu sayısı ile sizleri selamlıyor, keyifli okumalar diliyoruz. ÖYKÜ Kirmende Sıla Gezer – Hatice Dökmen Sümbülde Lale – Burçin Mengütay DEVAMLI ÖYKÜ – KÖŞE Sessiz Saçmalıklar (XXXVI – XXXIX) – Ferhat Nehir Yeni Gelecek – Serkan Üstündağ DENEME…

Birleşme II

Yüzünde maske taşıyabilirsin Ama biliyorsun ki Teninin geri kalanı yoksun Pürüzlü, şeffaf ve taşıması zor Bu yüzden duymalısın İkimizin de sessiz olduğu an Beni çağıran o ses Vücudunun her yerinde yankılanıyor Belki karşı koymak isteyebilirsin Belki bir yerlerde saklanmak isteyebilirsin…

BİR KÜÇÜK NOT

İletişim: info@rihtimdergi.com

YAZI GÖNDER

Geçici bir süreliğine ekibimiz dışından gelen yazılar değerlendirmeye alınmayacaktır.

Detaylı bilgi için tıklayınız.