Döngü

Babamın eli diken gibi. Neden böyle? Ellerime batıyor. Çekmek istiyorum elimi, ağlıyorum ama izin vermiyor. Arabalardan mı korkuyor? İşte şimdi kucağına aldı, böyle daha iyi. Babamın saçları kıvır kıvır. Parmaklarımı saçlarının içinden geçirmeyi çok seviyorum. Vuuu… Vuuu… Babamın kafası çok…

Düşsüzler

O günlerde sizi ilk defa el ele görmüştüm. Çok üzgündünüz.  Belki görebileceğim en masum kendinizi yaşıyordunuz. Ulu orta savurduğunuz ağız dolusu küfürlerinizden eser yoktu. Sessizdiniz. Birbirinizin omzuna yaslanıp siyim siyim ağladığınızı bile gördüm. Beni de çok sevdiniz o günlerde. Aranıza…

Durmak Yok

– Deli! Deli! Çocuk, yere çömelmiş kadının arkasından başörtüsünü çekiştirerek arsız arsız bağırmasına devam etti. – Kulakları küpeli! Eşarbının bir ucu ağzında olan kadın, dişlerinin sıkıldığı, çenesinin kasıldığı durumdan çıkarak bağırdı: – Git, gelme onların yanına! Yerdeki sarı kahverengi yaprakların…

Adsız

Önce sen gittin evden. Sonra neşe, aşk ve bilumum başka şeyler. Ben ve köpek kaldık bir tek. Gözümün ta içine bakan, arada kaşlarını yukarı kaldırarak bana çeşitli sorular soran yeni köpeğim-iz-le başbaşayım. Günler geçip gidiyor, birbirinin aynı. Hep aynı koltukta,…

Kan Kokusu Çekti Köpeği

Biraz önce teyzem yanımdaydı. Anneme götürmem için siyah bir poşet uzatıyordu bana. Dışarıdan sesler gelmeye başlayınca teyzem tahta kapıyı açıp yalın ayak dışarı fırladı. [Yoksa bir şey mi yakalayıp çekti onu? Bilmiyorum.] Bir ışık patladı kapının arkasında. Ne olduğunu anlamak…

Butimar

Yaşlı bir kadın üç katlı apartmanın giriş katındaki 1 Numaralı dairenin önünde betonun üzerinde oturdu, ağlamaklı. Çalan kapıya içeriden bir ses yok. Yalvarırcasına çalıyor kapıyı. Bir yandan ağlamaktan kızarmış gözlerini siliyor bir yandan elindeki iki kilo sütü sıkı sıkıya tutuyor.…

Cebimdeki Babaannem

İstiklal Caddesi’nin etrafındaki dar sokaklardan birinde otururduk. Beş katlı bir apartmanın, duvarlarından sıvaları dökülen, rutubet kokulu bodrum katında. Başımızı küçük pencereye kaldırdığımızda sokaktan geçenlerin ayaklarını görebiliyorduk. Bir sabah, tanımadığım insanlar evimize doldu; bana hep “küçük adamım” diyen babaannemin telaş ve…

Körebe

Yüzü cama, sırtı bulunduğu ortama dönük oturtmuşlardı Fulya’yı, altında bir plastik sandalye. Gece geç saate kadar kimse konuşmadı onunla.  Ayağa kalkmak yasaktı; o yüzden aşağıda akıp giden hayatı göremiyordu kalın pencere pervazından.  Karşı taraflarda görülen birkaç uzun binaya göre yedinci…

Bana Bir Deniz Feneri Lazım

-Anne, bu beyaz gömlek niye ütüsüz? -Oğlum, bu kadar şey arasında onu mu buldun giyecek? Ütülü bir şey giysene… -Ben bunu giymek istiyorum. Hadi ütüle, geç kalacağım yoksa. Serap, daha çok sabahları yazar, seherin getirdiği uhrevi ilhamı kullanır hatta onu…

Sümbülde Lale

Yurt dışından gelip, vatanıma kavuşmanın özlemiyle ilk bulduğum eve taşınmış, biraz zorlansam da zamanla alışmıştım. Merdivenlerde selamlaştığım, adını bile bilmediği insanların evime ellerinde tabaklarla geliyor olması sağlamıştı bunu belki de. Yalnız olmak genelde iyidir ama bir kahve bile sohbeti olmadan…

BİR KÜÇÜK NOT

İletişim: info@rihtimdergi.com

YAZI GÖNDER

Geçici bir süreliğine ekibimiz dışından gelen yazılar değerlendirmeye alınmayacaktır.

Detaylı bilgi için tıklayınız.