Merhaba. Ben bir cam şişeyim. Kumlu günlerimden cama erişebilmek için çok uzun bir süredir, bir zaman dolusu dünya boyunca evrildim. Doğada dönüşmek her şeyin temeli. Yapı taşımız başkalaşmak. Ve bana sorarsanız, siz insanların yaptığı en büyük hata bu: Dönüşmeye izniniz yok. Üstelik bu izni kendinizden esirgeyen, yine sizsiniz. Her şey aynı kalsın istiyorsunuz. Başkalaşmaktan korkuyorsunuz.
Biz doğada, özümüze dair olan hiçbir şeyden korkmayız. Doğalın dışında gelişen, akışı değiştiren, yönü saptıran şeyler korkutur bizi. Zamanın hafızasına sahibiz. Neye dönüşürsek dönüşelim, kendimizi / benliğimizi unutmuyoruz. Rüzgârların bile bir yönü var.
Ben bir cam şişeyim. Cam hâlimden şekillendim ve artık bir alana / hacme sahibim. İçime aldığım her şeyi koruyacak bir şeklim var. Tabi beni alıp yerlere vurmadığınız sürece. Bir şekilden de öteyim. Kırıp bin parçaya ayırsanız bile.
Cam şişe olduğum ilk şeffaf günlerimde yeni bir göz kazanmış gibi oldum. Dünyayı içine alan, ışığı kıran / yansıtan, aydınlıkla mutlu bir cam. Sonra bir fabrikaya götürdüler beni. Benim gibi milyonlarcasının olduğu, bin kumsal dolusu cam. Yalnızlık duygusundan usandığım için bu yeni ortamımda çok mutlu olacağımı umdum. Zaman geçti; umduklarım, gördüklerime yenik düştü. Hepsinin aynı olduğunu gördüm önce. Bir şeffaflığa yetecek sayısız yenilik, kalbimizdeki boşluğu dolduracak bir milyon neden varken hepsi bir tekrara hapsolmuş gibiydi. Bakışlarınızdan anlıyorum -evet camların da bir kalbi vardır. Milyonlarca kumun sıkışmış duygusunu taşıyan, su gibi bir kalp. Suyla iyi anlaşıyoruz. Hayatla kurduğumuz ortak ve berrak bir bağ var.
Tüm gördüklerimden sonra hepsine, tüm camlara bağırmak istedim: “Hiçbir tekrar aynı değildir! Tekrarların farklılığına kendinizi açın. Tekrar olarak gördüğünüz her şeyin farklı bir renkte tezahürü vardır.” O zaman yapamadım bu konuşmayı, şimdi yapabiliyorum.
Fark ettiğim bir diğer şey: Şeffaf olan varlıkların bile kendisini saklamaya çalışması. Bu bana bir inkâr gibi geliyor. Aslında hepsi çok mutsuz. Burası, denizlerin ruhunu taşıyan tuz kokulu bir karnaval olabilecekken, tam bir fabrika. İnsanların da mutsuzluğunu bu havaya ekleyince bazen nefes alamayacak gibi oluyorum. Üstelik kapağım açık olduğu hâlde. Siz fark etmiyorsunuz ama bizim de bir gökyüzümüz var.
Tüm bunlar olurken bir gün başka bir banda götürüldüm. Üstümü bir tutkalla kapladılar, sırtıma ve yüzüme bir etiket yapıştırdılar. Etiketin sağlamlaşması için canımı yakacak kadar çok ısıttılar. Sanırım etiket özüme kadar ulaşsın ve yapışsın istediler doğadan habersizler. Nasıl üzüldüğümü anlatamam. O zaman da anlatamadım. Bir zaman boyunca canımın acısı geçmedi. Ve evet, çokça zaman unutuyorsunuz ama bizim de canımız var. Diğer hepsi etiketlendiğim anı izledi. Hiçbirinin kumu kıpırdamadı. Suyun vicdanı kumlara geçmemiş anladım. Ya da bu fabrikanın onları bu hâle getirdiğini düşündüm. Diğerleri bana, üzülmememi, onların da hepsinin bir etiketi olduğunu ve buna alıştıklarını söyledi. Hatta bu etiketlerin bir tanım ve tanıma aracı hâline geldiğini anlattılar. Ve ben o an kırılıp dökülmek, eski hâlime dönmek istedim. Sırf bu tutkallı etiketi parçalamak için. Onlara değişmenin keyfini ve tanımların anlık ve geçişken olduğunu hiç anlatamadım.
Ben, her şeyi kapsayabilecek, her renge gönlünü açabilecek biri olabilecekken; artık sadece bir etiketin anlamını taşıyan bir şişeyim. Bana yakıştırdığınız anlamlar daha fazla canımı yakmasın diye bir karar aldım: “Yanınızda bir bütün olarak kalamıyorum. Sizin mutsuz ve yapay evreninizde kalmamak adına kendimi parçalamaya hazırım. Bu etiketi fiziksel anlamda yırtamayacağımı biliyorum. Ama bir gün kalben bu etiketi yıkabileceğimizi umuyorum. Ruhlarda kıyım yapmadan, tanım koymadan anlamak için.”
***
En tepede duran cam şişe yeterince ısındı. Biten konuşmasının ardından bir rüzgâr salındı. Devrilen şişe bir iki kez yuvarlandı ve kendisini boşluğa bıraktı. Parçalanan şişe, tüm kırıklarıyla beraber fabrikanın bahçesine özgürlük gibi yağdı.
Yazan: İpek Sözen
Cama can katmışsınız. Kumun cam oluş serüvenini okurken acıma duygusu gelişti kalbimde. Tebrik ederim. Elinize, kaleminize sağlık.