Beşinci Şimdilerde Ve Sonralarda

Çokça zorluklar tükettik Bazenlerde bizden verdik Ne kadar yoksak, o kadar soldu günler Çoğu zamanlarda birdik Kaderimizdi vazgeçemeyişler Ne kadar varsak, o kadar emindik Hergün başka yaşadık sevmeyi Başka başka anlattık birbirimize, istedik ki yitirilmesin Şimdilerde ve sonralarda Biz olabilmek…

Öte

Çirkin Tuco, çirkin elleriyle çirkin yüzünü örttü. Çirkin gözlerinden, çirkin gözyaşlarını akıttı. Milyon kere çirkinliği bedenine almıştı. İntikam için bir adamın peşine düşmüştü. Çirkin Tuco, bir adamı cezalandırdı, onu çirkin bir çölde, çirkin susuzluğa itti. Boş bir kavanozun camdan çeperi.…

Yolu Kesen Nehirler

Ben diriyken göğü kazdı kuşlar Kemikler düştü tepeme. Koşarken düşüp sıyrıldı usum, Yadıma düştü bir seher vakti Gidip kustum, Her ne varsa umuda dair. Kavimler helak oldu benimle Not ettim görünenleri ellerime Kan damlıyor bak tufan peşimde. Denizler yükselirse uçacağız…

Knight of Cups

Anti Hollywood filmi, bir Terrence Malick sineması niteliği, 2015 üretimi, Knight of Cups. Genç bir adamın (Christian Bale) kesif belirsizlikte gerçek aşkı arayışının drama karşıtı öyküsü. Rejimantasyonu denli avant-garde görüntü kurgusu ve tek sözcük öykücüğüyle yine kamerayı en ayrımlı açılara koyan…

Papatya Kültürü

“Seviyor, sevmiyor, seviyor, sevmiyor, seviyor, sevmiyor…” Papatya kültürüne tanıklık edebilmek için öncelikle bizi harekete geçirecek birilerine denk gelmeliyiz. Az süreli bakışmalarda uzun süreli yaşanmışlıklarımız varmış gibi, daha o ilk bakışmadan sonra çok özlemişim ben seni dedirtebilecek insanlara… Bizi biraz silkelemeli…

Sondan Başlayan Şiir

-Son- Sensizlik, radara yakalanmayan alçak bir torpido gibi bedenimin ortasından vuruyor beni ayrılıyorum eşit bir şekilde tarafsız sulara batıyorum bütün taraflarım senden yana kayısı ağacının deliksiz gölgesinde bir yılan yokmuş -Orta- Yaz ortasında soğuktan kırılan karanfil ve tavanda su izleriyle…

Dördüncü Barışma

Ne çok beklettin Mısralarca volta attım Bazenler koşmayı denedim, çoğu kez yalpaladım Sayfalara döküldüm, sonbahar koktu her yer Kapılar kapalıydı, perdeler açık bekledim Bir gün sağanak yağmurlu, bir gün öylesine korkulu Bir gün ki tanıdık bir kapı çalışı Ne çok…

Gelemeyiş

Sana yazdım, Günler aylara sonra yıllara vurdu Sana seni yazarken bitti mürekkebim de Sen yine gelmedin Üzerimizden kaç bahar Ve kim bilir kaç aşk geçti Gökkuşağının altına denk geldik mi bilmem Ama aynı havada soluklandık seninle Ve aynı güneşte ısındı…

İkinci Birleşme

Bir yol Çıkışları inişlerinden çetrefilli Bir yolculuk… sarsıntılı Tekerleğe dolanan taşlar Bana ait bir cam… ve izlerim Yeşiller, griler, kahve ve maviler Biraz ileride bir durak… bir adam Çok tanıdık Zamanla anımsarım Tüm yol gözlediğim Arayışım ve hissettiğim Tüm o…

Noktalı Şiir

Kan kırmızı şarap içiyorduk o gece, Napa Valley’den, Seri cinayetler işleniyordu esir düştüğümüz adada Ajan Hamilton kadar dikkat çekemezdim elbet, Mesttim. Saint Benoit’den aforoz edilecek kadar da, Günahkar. En kederli şiirimi çektim gözlerime, Tütün kokan jüponumu giydim eğnime Yürüdüm. Adımı…

BİR KÜÇÜK NOT

İletişim: info@rihtimdergi.com

YAZI GÖNDER

Geçici bir süreliğine ekibimiz dışından gelen yazılar değerlendirmeye alınmayacaktır.

Detaylı bilgi için tıklayınız.