Sefil bir avcıyım ben
Her zulmün sebebi, benim can yakmamdandır
Garip bir kuşun ahını aldım
Kalbinden vurdum kanı avcumda kaldı
Hem vurdum hem yakaladım
Elimde çırpındı kanatları açıldı
Düşürdüm aşağı yuvasını
Yurdundan ayırdım
Öksüz koydum yavrusunu
Ben o kuşun ahını aldım
Yavrusu uçmamıştı daha
Yaralı ana yavruna ağla
Yavru kuş anaya yan
Ağaç da bana kahretti
Arkamdan intizar etti
Nerden aldım elime o sapanı?
Niçin buldum o uğursuz taşı?
Nasıl yazıldı bu kara yazı?
Gitmeseydim o ağacın altına
Görmeseydim ağacı da kuşu da
Girmeseydim günahlarına
Soğuk bir intikam alacak biliyorum
Gagalanıp yolunacak göğsüm
Islanacak sıcak kanımla gövdem
Nihayet çözülecek bu düğüm
Yüz bin tövbe affettirir mi bu günahı?
Bulsun ve çıkarsın içime dert olanı
Bende kalmasın o kuşun ahı
O da beni kalbimden vursun
Böyle kapatsın hesabını.
🙂 Mizah ustasısın vesselam
“Suç ve Ceza” gibi şiir yazmışsın üstad, yaşadığın pişmanlığı adeta yüreciğimde hissettim, ne yaptın minik kuşa körolmayasıca, sapanın kırılsın e mi, ama sen böyle yazınca beni de üzdün, kedilere, karıncalara ve kelebeklere yaptığım eziyetleri aklıma düşürdün, fakat bi yerlerde okumuş muydum, dinlemiş miydim hatırlayamadım, iradesi olmayan canlılar bizim gibi acı çekmezlermiş, şimdi sen de üzme kendini, git bi kuşa elinden yem yedir, kediye mama ikram et, timsaha kolunu kaptır da hayvanlara bi iyilik yap, umulur ki gönül yarelerin kapansın, yüreğin soğusun, dertlerin deva bulsun.
Nesirdeki ustalığın nazımda da ortaya çıkmış, kalemine sağlık.