Biliyorum, yolumda ilerlerken bana hep engel çıkaracaksın. Öyle ki ben her defasında kuraklığın tiranlığında filizlenmeye çalışırken, sen her defasında çatlayan toprağın fasılalarına beni gömmeye çalışacaksın. Gösterdiğin bu mukavemete karşı ben de sana aynı serkeşliği göstereceğim. Üzerime yağdırdığın bütün kötü haşaratlarını kafamda satıh olduğu güzel anılarıma gömeceğim; bunu yaparken dizlerimin üzerine çöküyor olmam, bilmelisin ki sadece haşaratlarını yenmekten yorgun düşmemden kaynaklı. Sana hiçbir zaman boyun eğmedim ve eğmeyeceğim. Beni uyutmasan da.
Gece kafamı yastığıma koyduğumda, zihnimin karanlık dehlizlerinde ayarladığın ve bütün duygularımın davetli olduğu bir gösteri hazırladığını ve bunu her gece arifesinde yaptığını biliyorum; zira yirmi dört senedir usta bir yaratıcılıkla her defasında farklı meyus gösteriler hazırlıyor olman bir yandan takdirimi kazandırmıyor değil. Ancak beyaz sayfaları aptal düşüncelerimle kirletirken, bilmelisin ki artık her gece ben de sana muhtelif gösteriler sunacağım. Zihnimin senin tarafında olan bir bölümüne fidan dikeceğim; evet benim fidanım. Senin karanlık ve hastalıklı düşüncelerinin arasında benden kalan bir anı filizlenecek ve sen buna ‘dur’ diyemeyeceksin. Isırgan otların fidanımın köküne nüfuz edemeyecek.
Benim suretimde, dazlak ve daha iri gözüken sen; beni daha fazla hırpalayacaksın belki fakat ben yine de zihnimin her köşesine bir fidan dikmeye kararlıyım. Çocuklarım büyüyüp gelişirken onları korumak adına, hazırladığın gösteride bütün duygularımın karşısında beni küçük düşürmene razıyım. Çünkü biliyorum ki gün gelecek bu zihinden taburcu olacaksın; ya da naaşını muzaffer bir edayla ben taşıyacağım ve seni anılarıma gömeceğim. İstediğin kadar üzerime gel, ahiret günüm geldiğinde zihnimin sahibi tarafından görevin sona erdirilecek. Ve ben, mustarip ve ıstıraplar içinde, riyakârlık yapmadan seni özleyerek bu zihinden def edeceğim. Bana kafamdaki acıyı gösterdiğin ve bunu tattırdığın için sana teşekkür ederim.
Yazan: Aydın Bozkurt