I.
şimdi oturur sana bir şiir yazarım
belki iki…
güneş batar az sonra
kuşlar havalanır
doldururum akşamı bardağıma
içerim seni düşünerek
iştahım kesilir, başıma koca bir ağrı gelir kurulur
çıkıp ışıklı caddeye, birkaç volta atarım
dükkânlar terk edilir bir bir
sokaklar nefes alır
yavaşlar arabalar
ve birden yok olurlar
hani köşede bir dondurmacı var ya çok sevdiğin
gidip oradan karamelli bir dondurma alırım
senin için
ben hiç sevmem oysaki
çünkü yetmez hiçbir serinlik içimin yangınını söndürmeye
umutla beklerim hep gelirsin diye
yorulunca ayaklarım
eve dönerim
evde ne kadar pencere varsa açarım
belki adımlarını duyarım diye
vakit geceye varmak üzeredir
kime göre
bilmezler sen gittiğinden beri hep gecedeyim ben
nerden bilecekler
sen de onlar gibisin işte
gittin
yorgun gözlerimin uykuya yenik düşeceği yok
bir ağustos gecesi el ayak çekilmişken şehirde
ben hep sana çekiliyorum
saatlerim sen çalıyor
kalemim seni yazıyor
şiirlerim seni anlatıyor
içtiğim su, yürüdüğüm yolsun
saçlarımın beyazı senin ellerin
kulağımdakiler sesin
bakışın düşüncemde
rüzgârım, nefesin
gözlerimde saklı gözlerin
II.
başımdaki ağrı bir yere gitmiyor
sadece yer değiştiriyor
adı hasret oluyor
taa şuramda
ölsem de ölmeyecek bir acı…