Olsun ya da olmasın Sen benimle kal Güneş ister doğsun ister batsın Cemre kara hava deniz farksızın düşmesin Havada asılı kalsın Üşüyelim Ve hatta donalım sıcak havada Benimle kal donalım en sıcak ayda Islanalım mesela öylesine sırılsıklam Aşk bile anlamsız…
Geçici Sürgün Hali
Sana dalıp gidiyorum, bu bir yolculuğun yansıması. Yollar, sevgilim Uzundur yollar gidilmiyorsa seninle Senin o kahve gözlerin -Koyu kahve bazen- Yollar boyu bakılasıca o gözlerin Bir intiharın kopan ipidir Hayata tutunmanın ilk adımıdır. Sabah oluyor sevgilim Sensiz gri bu sabahlar…
Bi’set
güz rengini külden almışsa susarak geçmeliyiz bu diyardan başımızda ne kuşlar dönüyor ne de kendini kaybetmiş hatıralar özlem biriktirmek heybelerde ne cesaret ister söyle söyle de dinlesin bir sazın yankılarını ruh sığınağına kapanmış kulağım göz kapakları sarhoşken açılırmış böyle buyurdu…
Biliyorum
Meydan kavgalarındayım Ses getirecek çığlıklar üstleniyorum Yalnız değilim, Biliyorum. Bastırılmış cinsellikten beterdir Haykırılmayı bekleyen sözcükler Kaybedecek çok şey Kazanılacak bir zafer Sokak, insanların öldüğü Bir kurşun, çocuk yaşta Kavgası tartışılmaksızın, Ucuz bir hayat vardır kalabalık bir meydanda Biliyorum. Kitaplar henüz yasaklanmamıştır…
Şanssız Bir Şairin Şiiri
Salıverilmemiş ünlemli sözcüklerim Bilahare kopuyor teker teker zincirler Soğukların ortasında temmuz gibiyim Ağlamaya kalksam taşar mı denizler? Bir kahve daha koyuyorum şarabın inadına Yaşanmıyor yaşanmamış bütün aşklarım Ne Semerkant’ta, ne Bağdat’ta. Bilinse boş geçilmez önümden Her geçen bir hançer saplayıverir…
Yükselecek Devrim
Kirli tulumu üzerinde Elleri simsiyah Gözleri naif, gözleri mavi Gözleri bulut, gözleri kuş Hiçbir zaman geçmemiştir ondan kış Sorsan herkese bilmez onu kimse O işçi, O insan, O hayat , Ve o yalnızca “1 Mayıs”larda hatırlanan bir dayanak. Ölüm ile…
Güneş Hırsızları
Güneşi Çaldılar! Sarısını söndürdüler, Siyahını susturdular… İğneyle ilmekleri parçaladı kadın, takma dişlerinden belli yaşı geçkin Camdan gördü hırsızları, sesi çıksa bağıracaktı Ya da herkes gibi üstüne örtecekti karanlığın, Aralık’ın bilmem kaçıydı, Tarih bir eksiltiyordu yaşamlardan… Güvercinlerin bile dinozor akrabaları vardı,…
Bir Adam
Bir adam düşün; Sadece yaşamak Ve yaşadığını anlamak Bütün çabaladığı Bundan ibaret. Araba tekerlerine Ne biliyim işte Ayakkabı altlarına Veya pantolonlara Umarsızca yapışan Sakızlar gibi Daha da kötüsü Onlardan farksız. Bir adam düşün; Sadece yaşamak Ve yaşadığını anlamak. Bütün çabası…