Saat gece yarısı ancak sesleri çarpıyor pencereye
Yavruları kaçırılıyor-muşcasına bağırıyorlar
Anlamsız geliyor önce bu bağırışlar
Rahatsız oluyorum aslında bir nevi
Öylesi hapis ki zihnim, yalnızca uyumaya meyilliyim
Sesleri git gide azalıyor ve azalarak bitiyor
Cama çıkıyorum anormal bir durum mu var bakacağım
Ve kendimi rahatlatacağım
Martılar,
Sıra sıra ölmüş martılar
Gökyüzünden tomarla akmışlar sanki
Aşağı inip “Bağırın! Konuşun!” diyeceğim
Ama hiçbiri duyamayacak beni
Ben ise izleyeceğim çırpınan çehremi.
Ah martılar ah…
Neden uzak memleketlere gitmezsiniz
Burası ne acımasız ve katran karasıdır bilmez misiniz?
Hava, kara ya da deniz fark etmez burada
Çıkıyorsa eğer sesiniz, tahammül edilmezsiniz
Bir bağırır iki gülersiniz
Ve sonra ebediyete gidersiniz.
Martılar;
İçimin en derinine kazıdığım özgürlüklerim,
Bu havada esirsiniz
Kanatlarınızı hızla çırpın
Ve bir an evvel buradan gidiniz!
Cemile Tarhan
1988 yılında başlayan hikayenin oyuncusu, figüranı, yönetmeni, senaristi ve ışıkçısı.
Paylaş
Previous Article
Yazmak
Next Article