Bir yol Çıkışları inişlerinden çetrefilli Bir yolculuk… sarsıntılı Tekerleğe dolanan taşlar Bana ait bir cam… ve izlerim Yeşiller, griler, kahve ve maviler Biraz ileride bir durak… bir adam Çok tanıdık Zamanla anımsarım Tüm yol gözlediğim Arayışım ve hissettiğim Tüm o…
Sarnıcımda Zehirli Su
baştan ayağa üryan sarnıcımda zehirli su uyanmak niyetiyle attığım her adım engel; uykuya giden bir yol şimdi köklerim ateş almış serin toprakta ve şimdi ağlamak, bahanelere gark olmuş elbet mahzende sakladığım tutuşturmalık saraylar var elbet, bir kaç litre göz yaşıyla…
Noktalı Şiir
Kan kırmızı şarap içiyorduk o gece, Napa Valley’den, Seri cinayetler işleniyordu esir düştüğümüz adada Ajan Hamilton kadar dikkat çekemezdim elbet, Mesttim. Saint Benoit’den aforoz edilecek kadar da, Günahkar. En kederli şiirimi çektim gözlerime, Tütün kokan jüponumu giydim eğnime Yürüdüm. Adımı…
Senin Sayende
Uzaktasın, Bazen cam bardaklar hatırlatır seni Dudak izlerini ararım Parmak izlerin, hikayelerimin içlerinde Bir rüzgar esintisi beklerken Yahut sırılsıklam, köşelerde Bir beklentim varsa halen Şu kokuşmuş dünyadan, Hepsi, Senin sayende.
Sistematik Bir Sorun
Sistematik Bir Sorun olarak Ölürken Çoktan Seçmeli Sınava Gireceğine İnanan Yaşlı Adam Teni gittikçe beyazlıyordu, parmaklarından çekildikçe kan Notlarını kontrol etti tek tek, Tüm hayatı boyunca beklediği o an, şeytanla karşılaşma dakikaları çok yakındı artık… Bildiği yerden çıksın diye dua…
Birinci Karmaşa
Ben hudutsuz heyecanıyla bir kız Yollarımız rastlaşmazdı bir türlü Ben gece gün doğumu Gündüz yıldız ister deli Sen ötesi mantık berisi benim değil Sevmenin binbir yolu vardı Seninki idi en cezbedici. Müzik: Brian Crain – Hallelujah
Çarıklı Çocuk
Sustum Nehir çağıldasa ya içimde derken Ölüm gibi Matem gibi durdum öylece Öfkem Zülfikarı dilimde fütursuz savurmama Öfkem belki de Damarımda sondajlar açanlara Çaresiz kalışıma Aklımın ücrasında bir beşik sallanıyor Ninniler söylüyor Kazak bir kadın Moğol’dan kalma ezgilerle Uyutmuyor bayıltıyor…
Özgürsünüz Özgürsünüz
Kibarlıktan kırılıyordu İspanyol paçalarıyla İspanyol salgınında Yumurta topuklularıyla Ne de güzel çalıyordu Hayattan La sol fa sol la si İnsanların ruhuna Üflüyordu Son sigaralarında umudu Sarıp yakıyordu Naiflikten kırılıyordu Ölüm bu diyordu ‘En saygı değer şey ‘ Ve insanların ruhlarına…
Şair Olmak
Uğruna şiirler yazdığım biri vardı O da bana yazardı Mutluyduk. -di’li geçmiş zaman işte; Geldi, geçti. Bendeki kalıntıları da, alıntıları da, Dokunuşu da, bakışı da kaldı Anı oldu. Güzel, sade, temiz bir anı. Önceleri çok üzüldüm İnanmazsınız belki, ağladım. En…