Kutulu Şiir

ne varsa döküldü kutu içinde sustu kapattı gözleri gün doğdu-battı bensiz dışındayken var olan her şeyin kavram-ı zaman mavi çöp poşetinde kutunun içindeyim bilmiyorum dersen kurtulursun gök kuşağından ve yıldırımdan ve şimşekten atmosferde yükselen sera gazından sığınıp sana geldiğim zaman…

Vicdan

Tarihin tekerrür ettiği bir vakit Issız ve yeminli serpilmiş kelimeler, cümlelere. Mistik düşünceler kurulu beyin, Karmaşalar ve vicdan. İçinin sesini açtı insan. Dokundu küçüklükten izi kalan yaralarına, Anladı var olanı ve olmayanı. Geleni gideni kazıdı antika gramofona, İltimas tanıdı aynadaki…

Gelemeyiş

Sana yazdım, Günler aylara sonra yıllara vurdu Sana seni yazarken bitti mürekkebim de Sen yine gelmedin Üzerimizden kaç bahar Ve kim bilir kaç aşk geçti Gökkuşağının altına denk geldik mi bilmem Ama aynı havada soluklandık seninle Ve aynı güneşte ısındı…

Tahmin Bile Edemezsin

Hiçbir gökyüzü yetmez anlatmaya Saymaya kalksak yıldızları Teraziler kaldıramaz bu ağırlığı Bu yalnızlığı. Bir yağmur damlasının Toprağa ulaşması Çiçeklere kavuşması Gibi koştum sana. Nasıl anlatılır Bir kez ayağa kalkmanın Bin kere düşmeye bedel olması. Sevdiğimiz kadar varız bu dünyada…

Tuval

Oturdu ressam Bir elinde palet Oval bir çehre kullandı Dudakları ciddi Bıyıkları seyrek ve sarı Burnu kemer Yaşadıklarını sıkıyordu Gözleri görmesi gerekenleri görmüş Çizgiler anılarını anlatıyordu Saçları uzun ve seyrek Geçmişi gibi arkadan bağlamış. Baktı ressam Gülmeyen bir adam Yorgun…

Çiçekli Fistan

1. bir çocuk çiçekli fistanıyla yaşamaktan bahsetti; müebbet uykulardan, pekiştirilmiş küf  kokan ellerinden karanlık şehrin, bir çocuk; gövdesinde karanfiller yetiştiren. 2. felaketler ayırdı akşamüstüne yakın büfeler ekmek poşetleri içinde, hiçbir kuşluk vakti dünyanın sonuna varmadı gitti diye hayıflandım bir soluk.…

İkinci Birleşme

Bir yol Çıkışları inişlerinden çetrefilli Bir yolculuk… sarsıntılı Tekerleğe dolanan taşlar Bana ait bir cam… ve izlerim Yeşiller, griler, kahve ve maviler Biraz ileride bir durak… bir adam Çok tanıdık Zamanla anımsarım Tüm yol gözlediğim Arayışım ve hissettiğim Tüm o…

Mitolojik Aşk

Sen! Evet, sen! Bilgelik tanrıçası Zeus’un kızı Hatırlar mısın yıkandığın Bartın çayını Üç yolu nasıl da bağlamışsın kendine Sen! Eros! Evet, sen! Hatırlar mısın attığın ilk oku Hani ilk aşklar unutulmazdı Ve hiç sapladın mı kendine Tahta başlayıp demirle biten…

Sarnıcımda Zehirli Su

baştan ayağa üryan sarnıcımda zehirli su uyanmak niyetiyle attığım her adım engel; uykuya giden bir yol şimdi köklerim ateş almış serin toprakta ve şimdi ağlamak, bahanelere gark olmuş elbet mahzende sakladığım tutuşturmalık saraylar var elbet, bir kaç litre göz yaşıyla…

Noktalı Şiir

Kan kırmızı şarap içiyorduk o gece, Napa Valley’den, Seri cinayetler işleniyordu esir düştüğümüz adada Ajan Hamilton kadar dikkat çekemezdim elbet, Mesttim. Saint Benoit’den aforoz edilecek kadar da, Günahkar. En kederli şiirimi çektim gözlerime, Tütün kokan jüponumu giydim eğnime Yürüdüm. Adımı…

BİR KÜÇÜK NOT

İletişim: info@rihtimdergi.com

YAZI GÖNDER

Geçici bir süreliğine ekibimiz dışından gelen yazılar değerlendirmeye alınmayacaktır.

Detaylı bilgi için tıklayınız.