Aynalar neden varlar anlamıyorum bazen. Yalan söylemiyorlarsa neden varlar? Sır tutmayı bilmiyorlarsa neden varlar? İşte her şey apaçık gözler önünde… Yerinden çekip çıkardığım kalbimin şu boşluğu, gözyaşlarımın aktıkları yerde oluşturdukları çukurluklar… Peki, bütün sırlar bu kadar göz önündeyken ayna neden…
Türk Kolezyumu
Çoğu kişinin bilmediği hatta adını sorduğumda nerede olduğunu bile tahmin edemediği bir tarihi eser. Ben de üç dört aya kadar bilmiyordum. Öğrendiğimden beri yakın zamanda gidip görmeyi düşünüyorum. Zaten antik kentin bulunması da tesadüfen olmuştur. Ünlü fotoğrafçı Ara Güler’in antik…
Rıhtım: Sayı 24
Dergimizin yirmi dördüncü sayısı ile sizleri selamlıyor, keyifli okumalar diliyoruz. ÖYKÜ Erkan Bey – Serkan Üstündağ DEVAMLI ÖYKÜ – KÖŞE Deli Derviş – Uğur Can Kral Çıplak – Nur Horus Sessiz Saçmalıklar (XXVI – XXX) – Ferhat Nehir V – Y.…
Gidenlere ve Gelmeyenlere
Kaç yüz şiir, kaç bin söz… Yetmemiştir ki gideni getirmeye. Kimine kanlı bir işgal kimi zaman devrim Ama hep ama hep bir çift yaşlı göz. Benzer her akşam, plastik bir çiçeğe su vermeye. Bak rengarenk çiçek leşleriyle doldu evim. Her…
Radikal Bekleyişler
güneş heceleniyor tan yerinde ağlamaklıdır çatılar giyotinden koşan bir baş hırpalanıyor kuşların elinde nereye bakılsa hüsran nereye koşsak çöl bu diyarlar paslı bir çivi duvara takılmış kalmış ne ileri ne geri ne geri ne ileri etki-tepkiden eylemsizlik yasalarına hadi tutuklayın…
Üçüncü Ayrılık
Yetemiyorum. Halbuki boş bir insan da değilim fakat yetemiyorum onun boşluklarını doldurmaya. Sanki sarılsak ve donsa akrep yelkovan, dursa öylece zaman, geçer gibi her şey. Geçmiyor. Yaşanmışlıklar, unutulamayanlar buna engel oluyor. Çaresiz gibiyim. Hangi limana sığınsam yetemiyorum. Tam olarak çaresizim…
Enfarktüs
1. dur korkma ve sarıl sehpada can çekişirken celladının mırıldandığı şarkıya. hatırla göğsünü yarıp fışkıran narı nasılsa çekilir deniz yürür beynine bitirim kan pıhtıları. 2. kızarınca yüzün baban enfarktüs yere düşünce ekmek dökülünce dişlerin göğe doğru çünkü yerçekimiyle müttefik med…
Kral Çıplak!
Doğru yapılması gereken en zor işlerden biridir ‘‘kelime işçiliği’’. Çünkü herkesin biliyorum dediği ne varsa aslında bilmediğini, bildiği her şeyinse bilinmeyen yönlerini kırmadan, dökmeden, anlatma ustalığıdır. Herkesten sorumludur yazar. Ustalaştıkça okuyucu üzerindeki etkisi ve sorumluluğu daha da artar. Neyi anlattığına…