Meğer Vammatar Sinek Doğurmuş

Puslu havayı teninde hissetmeden uyuyan Ömür Hanım, beş dakikada bir sönen sokak lambasının sarı ışığı aynasına yansıdığında uyanmadı. Ayna ki kocamandı, çerçevesi demirdendi. İşlenmiş demir, üstünde birkaç su benciği olan aynanın etrafında zamana göre solup gitmeyecek, daima orada kalacak ama…

Geleceğin Çiçekleri

Kendimi bildim bileli köy köy gezerim. Gittiğim hiçbir okulda bir yıldan daha fazla sürmedi misafirliğim. Bu yüzden arkadaşım da olmadı. Köy öğretmeni olan babam mesleğine ve öğrencilerine âşık bir adamdı. Tek bir öğrencisiyle saatlerce havadan sudan konuşabilirken benimle ilgilenme işi…

Yokluğun Sınırı

“Birisini sevmek; onu, Yaratıcı’nın kastettiği şekilde görmektir.” – Dostoyevski Cumartesi sabahı üşüdüğümü hissettim (çarşamba öğleden sonra da hisseder gibi olmuştum). Ellerim çatlamıştı. Parmak eklemlerimin sırtları kararmıştı. Ellerim, tipik bir erkek elinden (alışılanın aksine kıllı değil, zayıf ve küçük bir elim…

Bir Mahkumun Son Çığlığı

Dört tarafın, ruhları bir zamanlar burada eskimiş kimselerin çiziktirdiği yazıların hatıralarını taşıyan duvarlarla kaplıysa, insan olduğunu hatırlatan tek belirti zihninde yıllanmış anılarınsa, parmakların umuda dair bir şeyler karalamak için çok hevesli olmuyor. Bu sebebiyetle titrek yazımı mazur gör dostum. Zaman…

Deniz ve Kara

“Bir gazoz lütfen” deyip siparişini verdikten sonra karşısında kendisini meraklı gözlerle süzen kardeşine bakmadı. Elleriyle küçük bir peçeteyi buruşturmuştu ve onunla sanki zevkli bir oyuncakmış gibi oynayıp duruyordu. Gazozu geldiğinde bile içmek için başını kaldırmadı; çünkü ister istemez büyük bir…

Geleceğe Not

Mavisi eskimiş cumbadan, Göğe uzatırdı ellerini her sabah bir adam. Rüyalarındaki kahkahalar, Tek tek süzülürdü çatlamış dudaklarından. Eskimiş bulutlar renkten renge girerken, Rüzgâr gibi geçen adamı kucaklardı sokaklar. Seyrederdi bir savaşçı gibi var-oluşu, Ilık asfalta yazardı yürüdükçe yok-oluşu. Geleceğe not-a…

Islık

Hayat bir ıslıktır. Kısası tat vermez, uzunu yorar adamı. Bunca nefes uğrunda harcanır, yine de bir gün çıkmayıverir dudaklarımızın arasından. Umut dediğiniz de buna benzer. Bazen öyle güçlüdür ki rüzgârları eğip büker; bazıları vardır ki rüzgârlara karışıp gider. Yine de…

Yolda Kalmış Abdal

Şimdi desem ki buralar mevsim sarısıdır alır başını gider bir nilüfer bakışı/kendini taşıyarak kağnılar sırtında ürkek ürkek elleri buruşuk gözlerinde bir abdalın sürgünlüğü içine kilitlenmiş bir kent duruşuna benzer gibi/öyle halsiz Şimdi desem ki buralar mevsim sarısıdır sütliman akar saçlarını…

Yirmimde Yakalandım Hastalığa

Günün korkusu neden bu saatte vurdu tüylerime? Neden sıcak yatağımdan erkenden kopup Köşeye sindim? Ucuz tütünden sıkılmadı mı ciğerlerim? Neden ardı arkası kesilmeden sürekli sarar ve içerim? Benim için kirletilmişe benziyor sokaklar Benim için bu dağınıklık Boyası akmış ayakkabılarım daha…

Masadaki Peçete Kutusu

Odanın bir kenarında asla kullanılmamış gibi görünen şöminenin kenarları tuğladan yapılmıştı. Bunun farkına bile varmadan eline bir tuğla aldığını düşündü. Büyükçe, turuncu bir tuğla. Üzerinde çıkıntılı harflerle kendi adının yazılı olduğunu hayal etti. O tuğlayı alıp birilerinin suratına vurmak istedi.…

BİR KÜÇÜK NOT

İletişim: info@rihtimdergi.com

YAZI GÖNDER

Geçici bir süreliğine ekibimiz dışından gelen yazılar değerlendirmeye alınmayacaktır.

Detaylı bilgi için tıklayınız.