Salt benlik kaygısıyla fikir ayrılığına düşmek, bendeniz ve izleyicilerde şüphe uyandırmamalı. “Eğer istersem yaparım ederim”cilik oynuyoruz, dünyanın öğretilerine bakmadan. Suyun aktığı, engel tanımadığı bir sıfatla karşınıza çıkıyorum. Bendeniz üç kuruşa beş kuruş satan Kamil. Eğrelti kaderime boyun eğmekle meşgulüm. Sizler kadar çalım atmayı da iyi bilirim lakin fırsatı bulmak çok mühim meseledir. Siz ona bakmayın, o sabahtan akşama kadar devirir koca kıçını; ben varmışım/yokmuşum umurunda değildir. Tasası tasa olmasın diye didinip dururum. Savaş çıksa, diye başlarsam lafa nereye gideceği malumdur.
Güzel bir kızım var; güzeller güzeli, bir kere görmenizi isterdim. Benim ise iki gözüm önüme aksın ki orayı ben öyle yapmadım, bunun yerini ben değiştirmedim, onu ben kırmadım diyerek yad ediyorum annecağızımı. Beni böyle diken üstünde tutmasaydı ipin sapı olabilir miydim ki?
Size gelince “Gülünç olan her şeye tepki verebilirken içten bir ağıt için neden kalbiniz alev gibi olmaz?” diyemeyeceğim ama bu nasıl anlatılır bilemiyorum. İnsan değerli olsun ister, istisna olsun ister. Bana göre hava hoş değil, üstadım. Değil, hiç değil. Küçüklükten kalma bir el seğirmesi vardır bende. Damarım atar gibi. Göremezsiniz.
Kahvehane de olmasa ne yapardım? Yani çalıştıran olarak. İşim büyük değil ama ahımı alan çoktur, diye aklıma düşer hep. Duyuyorum öyle orada burada. Üçe beş diyeceğim herhâlde, devir böyle dönüyor. Senin çayın benim ekmeğim, kardeşim. Yastığa kafamı rahat koyarım ondan.
Küçük kızımla sabah kahvaltımızı beraber yaparız. Bizimki uyanmaz. Uyanamaz değil de uyanmaz. Neyini bahsedeceğim onun, inanın ben de bilemiyorum. Mesela, en basitinden; ben inadı keçiden hâllice ama şöyle biri vurdu mu yere yığılan cinsten biriyim. Tabii ki latife ediyorum. Ben kendimle barışığımdır. Kızdırabilmesi zordur beni ama öyle gamsızlıktan değil. Hayat telaşesi.
Akşam oldu mu birkaç kalın odunu sobaya atar sıcağıyla içimiz ısınır. Bizimkinin nur cemalini görürüz. Nereye kadar bu baş ağrısı? Hani hemen de öyle söylenmez ama insan istiyor, bilmem anlatabildim mi? Çoktandır güzel bir gece geçirmek için nelerimi vermezdim. Böyle ulu orta da söylenmez, en azından biz böyle öğrendik ama işte ayıp yaptıysak affola. Yani en azından, neyse.
Yazan: Cansu Kuyucu
Sayı: 54