Bu yazımda size, ekim ayında sergiye gittiğim yerden bahsedeceğim. Abdülmecid Efendi Köşkü, Üsküdar Bağlarbaşı’ndan Beylerbeyi’ne inen ve bugün 1. Köprünün yapımı sonucu büyük bir kısmı iptal olan Gümüş yol ile Kuşbakışı sokağının köşesinde yer alan ve yüksek duvarları, muhteşem giriş kapısı ve saçağı ile hemen fark edilen köşk, son halife Abdülmecid Efendi’nin yazlık konutudur.
120.000 metrekare alana sahip koru içinde 1880-1885 yılları arasında av köşkü olarak yaptırılır. Bağlarbaşı korusunun içinde bulunan köşkün mimarı tam olarak bilinmese de mimar Vallaury tarafından yapıldığı tahmin ediliyor.
Günümüzde özel bir bankanın mülkiyetinde bulunan köşk uzun yıllar boş kalmasının sonucu çeşitli deformasyonlara maruz kalmıştır. Çeşitli restorasyonlar geçiren köşk zamanla orijinalliğini kaybetmiştir. 1987-1988 yılında orijinaline uygun şekilde tekrardan restorasyon geçirmiştir.
Mimari açıdan bakacak olursak, bir katı yaklaşık 600 metrekare büyüklüktedir. Büyük bir girişi olan köşke girdiğinizde süs havuzu karşılayacaktır sizi. Sofanın girişine göre sonunda arka bahçeye açılan geniş bir oda vardır. Zemini çinilerle kaplı bu odanın sağ köşesinde çinilerle kaplı çeşme, sol köşede ise çinili bir ocak yer almaktadır. Anıtsal nitelikli, geniş ve rahat bir merdiven ile üst kata çıkılır.
Üst kata çıkıldığında geniş ferah bir sofa karşılamaktadır. Üst kat orta sofası, özellikle tavan mimarisi ve dekorasyonu açısından ilgi çekicidir. Merdivenlerden çıktıktan sonra sol tarafınızda geniş bir balkon bulunur. Geniş ve ferah bir yapısı vardır. Üst kattaki süsler birbirine benzese de hepsi farklı desenler içerir.
Abdülmecid Efendi burayı bir edebiyat ve sanat merkezine dönüştürmüştür. Burada çeşitli sanatçılarla edebiyat ve sanat sohbetleri yapmıştır. Buradaki sohbetlere katılan bazı sanatçılar şöyledir; Yahya Kemal, Recaizade Mahmut Ekrem, Tevfik Fikret, Abdülhak Hamit Tarhan, Şevket Dağ, İbrahim Çallı, Avni Lifij’dir. Avni Lifij’in köşkte tablosu da bulunmaktadır.