Uzayda yolculuk eder ışık hızı ışık, yolu çok meteorları aşar, gezegenlere çarpar gemi değil ki rotası olsun deli değil ki taşı olsun. ne olacak bu sarmaşık aşar karanlıkları yeniden doğar yorganları ört üstüme sevgilim karanlıklara dal ve bir çiçek bul…
Reenkarnasyon
En başa dönelim Her şeyin başlangıcına Hiç kimsenin olmadığı boşluklara Bir kadehe yıldızları dökelim Şaşırsın karanlık Patlasın işte bir şeyler Her şey dağılsın etrafa Bütün hikâyeler böyle başlar Farz edelim ki yıldızlar gerçekten kuyruklu Gezegenlere çarpa çarpa ilerliyorlar boşlukta Sen…
Boşlukta Süzülüyorum
 Bir boşlukta süzülüyorum Bulutlara çarpa çarpa göğü deliyorum Süzülmek deyince düşmek mi gelir akla Evrene mi düşmek bu beni atmosferden atan Yoksa gözlerine çekilen bir kalem miyim neyim Sen misin benim evrenim Karanlığım ve güneşim Yıldızım toz bulutum Sen…
Olmasaydı Sonumuz Böyle
Böylelikle bir devrin sonuna geliyoruz Kandırıldık sanırım. Sarayda bir soytarı, güldürür durur ahaliyi Atlar şaha kalkar Şah, mata giden yolda dürzü Hangi oyundu bu ilk piyonların öldüğü? Yeşilin bir para rengi olarak anıldığı memlekette yaşıyorsanız eğer Ağaçlar ölmeliydi zaten kahrınızdan…
Birinci Sonbahar
Bir divaneyimdir şimdi, aşkınla yanıp tutuşan O gözler eskisi gibi bakmıyor ya! En çok da o yüzden gökyüzü olurum Ve… Toprak ıslanır. Varla yok arasında gidip geliyorsun, sevgilim Bir açıp bir kapatıyorsun kollarını Bu kaçıncı hüzün? Bu kaçıncı özleyişim yollarını.…
Barış Gelecek Toprağımıza
İki adım mesafeler saatler sürüyor artık Koşmalıyız özgürlüğümüze, Sürüsünden ayrılmış göçebe kuşlar gibi. Sahi, göç etsen ya kucağıma Dallarım boş ve döküyorum yaprak Mevsimini de getir gelirken Papatyalar açacak ayak bastığın toprak. Bil ki kavuşacağız Bu yağmur dinecek, nice fotoğraflar…
Senin Sayende
Uzaktasın, Bazen cam bardaklar hatırlatır seni Dudak izlerini ararım Parmak izlerin, hikayelerimin içlerinde Bir rüzgar esintisi beklerken Yahut sırılsıklam, köşelerde Bir beklentim varsa halen Şu kokuşmuş dünyadan, Hepsi, Senin sayende.