Yaşamımızda, günümüzün ve gelecek yılların en önemli ve en büyük sorunlarından birisi, su. Su, eski zamanlarda da önemli bir sorun olmuştur. Şimdiki gibi eski zamanlarda da su sıkıntısını gidermek için uzaktaki su kaynaklarından şehre su sağlayan kaynaklara kemerler yardımıyla su taşınması yapılmıştır. Mağlova Kemeri, günümüzde de İstanbullulara su taşımaya devam etmektedir.
Mağlova Kemeri, 1554-1563 yılları arasında İstanbul’a su taşımak için Kanuni Sultan Süleyman’ın emri ile Mimar Sinan tarafından yapılmıştır. Aslında birkaç kemerden oluşan bu su yolundaki en büyük ve sağlam olanlarından biri Mağlova’dır. Yapımından hemen sonra 20 Eylül 1563 yılında 24 saat süren görülmemiş bir sel ve kasırga olmuştur. Bu doğa olayından sonra Mağlova Kemeri büyük ölçüde zarar görmüştür. Mimar Sinan tekrardan kemeri daha sağlam bir şekilde inşa ettirmiştir. Kemer 457 yıldır sapasağlam İstanbul’a su taşımaya devam etmektedir.
Mimari açıdan bakacak olursak 255 metre uzunluğu ve 38 metre yüksekliği bulunmaktadır. Kemerin su ile temasında bulunan bölümü su geçirmez sıvadan yapılmıştır. İki katlı kemerin alt katında sekiz büyük, üst katında sekiz küçük gözü bulunmaktadır. Alt katında bulunan dört gözü, diğerlerine göre daha büyüktür. Genişlikleri 18,4 metredir. Üst kattaki orta dört gözün genişlikleri ise 13,4 metredir. Mimar Sinan kendine has tekniği olan ses akustiğini burada da kullanmıştır. Kemer, beş ayaktan oluşmaktadır. Bu beş ayağında da 3’er adetten 15 adet göz bulunmaktadır. Kemerde yaya geçidinin gözleriyle beraber 33 adet göz bulunmaktadır.
Mimar Sinan, kemeri depreme ve rüzgâra karşı daha dayanıklı olması için hafif bir şekilde tasarlamıştır. Kemerin 5 ayağı piramit şeklinde tasarlamıştır. Ayaklar üstte 7,70 metre, ortada 10,70 metre, temelde ise 17,70 metre olarak piramit şeklinde tasarlanmıştır. Ayaklara üçer tane de göz yapıp ağırlığı hafifletip rüzgârdan etkilenmesini de azaltmıştır. Piramit şeklindeki ayak sistemiyle dünyada tek olma özelliğine sahiptir.
Bu önemli ve güzel eser, dünya su mimarisi açısından bir baş yapıt olarak kabul edilir. Eskiden kemerin olduğu yere gitmek zor ve zahmetli iken, İstanbul Kemerburgaz Kent Ormanı’nın açılmasıyla kemere doğru düzgün ve kolay ulaşılır bir yol yapılmıştır. Fotoğraf çekmeyi sevenler için güzel bir mekân diyebiliriz.