Kapı önü eğer bir pencere olsaydı, oranın çiçeği olabilir miydi Asuman ya da kozasından çıkamayan kelebeği? Asuman, saksısının dışında ama tam da yanında oturuyordu. Yürüyemiyordu ama ilk saksıdan çıkışı değildi bu. 5 yıl önce babaannesini uğurlarken de çıkmıştı saksıdan. Yani ikinci çıkışı idi. Saksıda toprağa gömülü yaprakları vardı. Yaprakların toprağa borcu mu vardı da böylesi ezilmişti? Bunu fark ettiğinde hemen bir tekerlekli bir saksı almıştı kendisine. İstediği gibi gezebiliyordu. Saksının delikleri de vardı hem, yapraklarını çıkarabiliyordu. Asuman küçücüktü ama dağ gibiydi. Omuzlarına doğru bakan zeytinsiz ağaçları vardı, kıvır kıvır. Asuman’ın baktığı yerde her mevsim ilkbahara dönerdi. Şimdi kapı önünde oturmuş içeri gireceği anı bekliyordu; bakmak için. Kardeşlerini gördü. Saksıları katılaşmıştı, yaprakları solmuştu. Biraz su bulması gerekti en yakın nehre uğradı sonra yanlarına gidip sarıldı. Yaprakları hâlâ çelimsizdi. 5 yıl önce de olmuştu bu, sanırım zamana ihtiyaçları var dedi, tekrar kapıya yöneldi.
Toprağına baktı, bir şey çekti sanki. Elini önce toprağa sonra ise sıcaktan kavrulan ve al al olan çiçeğine sürdü. Çiçeği yeni doğmuş bebek eli gibi yumuşacıktı. İçeriden bir ses geldi “Asuman, hadi gel!”. Heyecanlandı. 5 yaşındaki bir çocuk gibi hızla yürüdü. Saksısını bıraktı; yapraklarını, çiçeklerini düzeltip biraz da nehre dokunup içeri girdi. Küçücük bir odaydı, oda kıştı. Mermerden yapılmış bir büyük yatak vardı içeride, dedesine baktı bulamadı. Odayı ilkbahara çevirecekti çeviremedi. Tekrar döndü odada ve görmediği şeye bakıyordu şimdi. Dedesi bir kozanın içinde, yüzü Asuman’a dönüktü. Aylardan ağustostu. Koza mevsimi gelmişti ama üşüyordu. Son bir kez gidecek olan kozasına dokundu, sevdi. Koza çok sağlamdı; belki dedesi elini hiç hissetmedi ama o kozanın içindeki kıpırtıyı biliyordu. Zeytinlerinden bir iki damla yağ düştü, kozaya zarar versin istemedi, hızla kapıdan çıktı. Tam tekerlekli saksısına oturacak iken ayaklarını fark etti. Asuman yapraklarını saksıya bıraktı, toprakla üstünü örttü ve yürüyerek gitti.