Kutulu Şiir

ne varsa döküldü kutu içinde sustu kapattı gözleri gün doğdu-battı bensiz dışındayken var olan her şeyin kavram-ı zaman mavi çöp poşetinde kutunun içindeyim bilmiyorum dersen kurtulursun gök kuşağından ve yıldırımdan ve şimşekten atmosferde yükselen sera gazından sığınıp sana geldiğim zaman…

Köfte, Yağmur ve Ölüm

“Ölüm yaşamın zıttı değil, parçasıdır.” – Haruki Murakami Okuldan çıkmıştım. Sırtımdaki çantanın ağırlığı ile ezilmiş bir hâlde, yağmakta olan yağmuru ve hafta sonu tatilini düşünüp sevinmeye başlamıştım. Yağmur, oldum olası mutlu etmiştir beni. Sokağa doğru yaklaştıkça burnuma patates kızartmasının kokusu…

Sessiz Saçmalıklar (XXI – XXV)

-Vol.21- İnsan içinde bir defa boşluk yaratırsa, işte o zaman ayvayı yemiş demektir. Çünkü var olan her şey önüne yığılsa yine dolmaz o. Yığılan o bütün şeylerden bir müddet sonra sıkılır, koca bir kara delik yaratılır sanki içeride. Bunu insan kendi…

Vicdan

Tarihin tekerrür ettiği bir vakit Issız ve yeminli serpilmiş kelimeler, cümlelere. Mistik düşünceler kurulu beyin, Karmaşalar ve vicdan. İçinin sesini açtı insan. Dokundu küçüklükten izi kalan yaralarına, Anladı var olanı ve olmayanı. Geleni gideni kazıdı antika gramofona, İltimas tanıdı aynadaki…

Bir Uçmak Tiradı

Yeniden doğmamı bekliyor, ant olsun ki doğmayacağım! Kuru dallar, ateş, tüylerim, bitmek üzere olan ömrüm… Neden aynı çirkinlikleri bir kez daha göreyim? Dostum Garuda’nın zamanı olmamış, uzun yoldan gelememiş, derme çatma cümleleri varmış -ki içinde uçmalarımızı barındıran- diyememiş bana. Şu gökyüzünden…

Gelemeyiş

Sana yazdım, Günler aylara sonra yıllara vurdu Sana seni yazarken bitti mürekkebim de Sen yine gelmedin Üzerimizden kaç bahar Ve kim bilir kaç aşk geçti Gökkuşağının altına denk geldik mi bilmem Ama aynı havada soluklandık seninle Ve aynı güneşte ısındı…

Tahmin Bile Edemezsin

Hiçbir gökyüzü yetmez anlatmaya Saymaya kalksak yıldızları Teraziler kaldıramaz bu ağırlığı Bu yalnızlığı. Bir yağmur damlasının Toprağa ulaşması Çiçeklere kavuşması Gibi koştum sana. Nasıl anlatılır Bir kez ayağa kalkmanın Bin kere düşmeye bedel olması. Sevdiğimiz kadar varız bu dünyada…

Tuval

Oturdu ressam Bir elinde palet Oval bir çehre kullandı Dudakları ciddi Bıyıkları seyrek ve sarı Burnu kemer Yaşadıklarını sıkıyordu Gözleri görmesi gerekenleri görmüş Çizgiler anılarını anlatıyordu Saçları uzun ve seyrek Geçmişi gibi arkadan bağlamış. Baktı ressam Gülmeyen bir adam Yorgun…

Çiçekli Fistan

1. bir çocuk çiçekli fistanıyla yaşamaktan bahsetti; müebbet uykulardan, pekiştirilmiş küf  kokan ellerinden karanlık şehrin, bir çocuk; gövdesinde karanfiller yetiştiren. 2. felaketler ayırdı akşamüstüne yakın büfeler ekmek poşetleri içinde, hiçbir kuşluk vakti dünyanın sonuna varmadı gitti diye hayıflandım bir soluk.…

İvaz

Karşılıksız kalmayacaktır gerçekleştirilen hiçbir emek. Bazen kutsanacak, bazen takdir alacak ve bazen sert bir eleştiriye maruz kalırken bazen ise lanetlenecektir. “Zaten benim olması gereken bir şeyin, başkalarında bulunması sebebiyle çalışmak zorunda kalmam, bana huzursuzluk veriyor” düşüncesiyle selamlıyorsak bu hayatı, ufak…

BİR KÜÇÜK NOT

İletişim: info@rihtimdergi.com

YAZI GÖNDER

Geçici bir süreliğine ekibimiz dışından gelen yazılar değerlendirmeye alınmayacaktır.

Detaylı bilgi için tıklayınız.