Galip Tarafı

Babası sabah akşam çalışıyor, anne bambaşka insanlarla, abla yeni avukat olmuş, abinin cezasına beş ay daha eklenmiş. Galip bir boşluğun içinde bu zamana kadar sürüklenmiş. Sürüklenerek gelmiş. Henüz on dokuz yaşında, çabuk öfkelenen, kolay vazgeçen, baştan çıkmış bir çocuk. Liseyi…

Yuvarlak Masa

Yuvarlak masa etrafına oturmuş birbirinden tamamen farklı olduğunu düşünen dört kişi, sessizce, masanın ortasındaki kibritlerden yapılmış gemi maketine bakıyordu. Her birinin yakasında renkli kartonlardan yapılmış farklı surat ifadeleri takılıydı. Gemi maketinin yıldızı kütle çekimsel olarak masadaki insanların yıldızına bağlıydı. Boş…

Buz Tutmuş

Kar yağıyor Hava soğuk Buz tutan yüreğim mi yollar mı? Kestiremiyorum Kim çaldı yıldızları gökyüzünden Bulamıyorum Kabuk bağlamış kanatlarım Uçamıyorum Bulutlar üzgün Güneş yok olmuş Ay kaçıp gitmiş Kar yağıyor Hava soğuk Yanaklarıma çarpan Gözyaşlarım mı kimsesiz Yoksa kar mı…

Ormanın Derinlerinde

Çok yürümüştü, çok yorulmuştu ve ölmeden ormanın içine girmeyi başarmıştı. Ormanın ilk kısımları az çalılıklardan ve az dikenlerden oluştuğundan oralarda kendinden başka insanlara rastlamak kolaydı; bundandır ki ormanın ilk kısımlarını ormandan bile saymamıştı. Gerçek orman dedikleri yer en derinlerde keşfedilmemiş…

Siz Şimdi Sıcacık Evlerde Uyurken

Hava buz gibiydi O kadar ki iliklerime kadar hissedilecek bir soğuk. Sımsıkı bir el elimdeydi, Sıcaklık bir anda tüm vücudumu kapladı. Eve girdik koşarak Buz, bir oda evimiz Sobanın kırmızılığı, çatırdamaları, Hemencecik ısındı Ne yiyecektik şimdi? Bir şey istemeye utanan…

Yabancı

Arkadaşının doğum günü vardı o gün. Nehir çalışmaktan doğru düzgün bir zaman bulup da hediye almaya çıkamamıştı. Zaten oldum olası sevmezdi hediye almayı. Sadece birine almayı değil kendine hediye alınmasından da hoşlanmazdı. Sanki borçlanmış gibi hissederdi kendini. En kısa zamanda…

Avuçlar Dolusu

Gün doğumu bıraktı yerini, gün batımına. Güneş doğmak için bu sabah da, Bin tane yemin istiyor. Artık ısıtmak da değil derdi. Biraz sarı ışık dağıtsa, O da yeter onun için. Matemle örtülmüş ölü ruhlar üstüne… Bu sabah da bir kadın,…

Karalama

Seyfi şehirlerarası bir otobüs firmasının İstanbul-Diyarbakır seferini yapan otobüsünün bel kemiğiydi. Bir şehirlerarası otobüste otobüsten sonra en önemli etkendi o. O daha karizmatik olsun diye kendisine host dese de aslında  o otobüsün muaviniydi. Çok genç değildi çok güçlü de.  Tam…

Kar Yağıyordu

Kar yağıyordu sen gidiyordun Hiç nedamet duymadan basıyordun ayaklarını bembeyaz örtüye Hiç acımadan basıyorsun ayaklarını dupduru kalbe Kar yağıyordu usulca Düştüğü yerde kalıyordu Sen konuşuyordun fısıltılarla Değdiği yerde çığlık oluyordu Yüzümde patlıyordu kelimelerin Kalbimin karanlığına Ben en çok ben olurken…

Gördüm Der Zeliha

Şahmaran Köyü’nde bir dere… Ve ancak çobanların kavalıyla dillenecek bir hikâye duruyor bu derenin dibinde. Nasıl da içim yanar kavalın suya anlattıklarını dinledikçe… Sesler geliyor, belli belirsiz kelimeli, siz de dinleyin… Hitit Kraliçesi Puduhepa savunmasını okuyor, Asurlulardan kalma bir saray…

BİR KÜÇÜK NOT

İletişim: info@rihtimdergi.com

YAZI GÖNDER

Geçici bir süreliğine ekibimiz dışından gelen yazılar değerlendirmeye alınmayacaktır.

Detaylı bilgi için tıklayınız.