Bazı aşklar vardı, bardaktan boşalırcasına yağan bir yağmurun altında açılan şemsiyelere benzerdi. Gideceği yönü de yeri de kendi seçen, avuçlarında tuttuğun ama hâkim olamadığın türden hani.
Bazı aşklar vardı, başkaydı. Islak şemsiyenin tepesine yapışan yapraklar gibiydi, fazlaca usul. Onlar korkaktı; rüzgârın fısıltısına, yağmurun gücüne kanarlardı.
Bazı aşklarsa hiç betimlenmemişti. Yüreğinde taşıdığın büyük sırlar gibi, ortaya çıkmasından ölesiye korkardın. Okyanus kokardı bu aşklar. Titanic gibi olurdu hep sonları. Biri hayatta kalır, biri giderdi bilinmeze.
Bazı aşklar hiç yaşanmamıştı. Toprağın dibinde sulanmayı bekleyen tohumlar gibi çaresizdiler. Gün yüzüne çıkmayı beklerken, biraz şans için duacıydılar. Ama ümit edilen olmayacak, şans hiç çalmayacaktı kapılarını…
Sayı: 61