Deniz DEMİR YİĞİT
8 Articles0 Comments

1990 yılında Diyarbakır'da doğdu. İlköğretimini Diyarbakır'da tamamlayarak Ortadoğu Koleji'nden mezun oldu. Lise yıllarını İzmir'de geçirdi ve Bornova Anadolu Lisesi Fen Bilimleri Bölümü'nden mezun oldu. Mimarlık eğitimi için İstanbul'a geldi ve tam burslu kazandığı Okan Üniversitesi'nden mezun oldu. Çeşitli inşaat projelerinde ve tasarım ofislerinde şantiye mimari ve tasarım mimarı olarak görev aldıktan sonra akademiye geri döndü. Yüksek Lisansı'nı Yıldız Teknik Üniversitesi'nde Mimarlık Tarihi ve Kuramı bölümünde tamamladı ve 'Leon Battista Alberti Mimarlığı' adlı tezini yazdı. 'Leon Battista Alberti'nin Cepheleri Üzerinden Antikitenin Okunması: Palazzo Rucellai ve Tempio Malatestiano Örnekleri' adlı makalesi Mimarlık ve Yaşam dergisinde yayımlandı. Ardından Yıldız Teknik Üniversitesi'nde Mimari Tasarım bölümünde doktoraya başladı. Araştırma konuları arasında Avrupa mimarlığı ve tarihi, Rönesans sanatı, Antikite, mimaride estetik ve algı, fenomenoloji, ontoloji ve sürdürülebilir mimari bulunmaktadır. Şu anda doktora tezini yazmaya devam etmekte ve çeşitli araştırma projeleri yürütmektedir.

İnsan Olmanın Esnekliği: Varoluşsal Bir Sanat

İnsan olmanın en temel gereksinimlerinden biri belki de “esnemek”tir hayatta. Zihin, beden ve ruh üçlüsü sınırlarından nazikçe esnediğinde, insan varoluşunun keskin köşeleri yumuşar ve yaşamla uyumlu bir ritme kavuşur. Öğrenmeye açık olmak ve meraklılık hâlleri arasında gidip gelen bir sarkaç…

Dönüşen’ler

Kentler ve kimlikler birbirlerini inşa ederken zaman ilerliyor, herkes ve her şey dönüşüyordu. Kentler, kimliksiz inşalar yaptılar modern endişeler altında, yerinden yurdundan edilmişleri yarattılar. Göçler içinde yaşamlar sürdü kimileri, aidiyetlerini yitirerek günbegün. Kentli olamadı her bir gökdelen camının ardındaki, ayakları…

Kaygıdan Umuda Bir Yolculuk

“Bir şeyler başlıyor, bitmek için.” Sartre’ın bu satırlarını defalarca okudum. Kelimelerin aşinalığı, cümlenin anlamında boğuluyordu sanki. Evet, her şey bitmek için başlıyordu, tıpkı hiçlik olmadan varlığın kendini gerçekleştiremeyeceği gibi. Bu düalite krizinde bazı bağlamlara saplanıp kalmıştım. Neden tekil bir varlıktan…

Varoluş Labirenti

Dönmek nedir? Nereye aittir insanın ruhu, nereye salmıştır köklerini, nerede bulmuştur huzuru? İnsan nereye dönünce yakalar kaybettiği hayallerini, düşlerini? Savrulurken modernite çarkının belirsizlik uzamında, kimlere satmıştır, nerede bırakmıştır özünü, benliğini? Nasıl uzaklaşmıştır kendinden, varoluşun bilgeliğinden? Kaybettiklerini geri almak için mi…

Kayıp Ruhun Roma Günlükleri

Ristorante La Veranda’nın bahçe kapısı önünde ne zamandır dikildiğini tam olarak bilemiyordu. Üç sigarayı dibine kadar içmiş, gözlerini diktiği bahçeden içeriyi görebildiği kadarıyla birkaç masa daha müşterilerle dolmuştu. Serin yaz akşamına karışan çatal bıçak sesleri Roma sokaklarında yankılanmaya başlayınca mı…

Bazı Aşklar

Bazı aşklar vardı, bardaktan boşalırcasına yağan bir yağmurun altında açılan şemsiyelere benzerdi. Gideceği yönü de yeri de kendi seçen, avuçlarında tuttuğun ama hâkim olamadığın türden hani. Bazı aşklar vardı, başkaydı. Islak şemsiyenin tepesine yapışan yapraklar gibiydi, fazlaca usul. Onlar korkaktı;…

90’ların Çocuklarıydık, Mutluyduk

Ah o en güzel yıllar, en güzel zamanlar ve içinde akan çocukluğum… Melodisi kulaklarımda hâlâ o tatil sabahlarının. Kavurucu sıcaklar henüz kendini göstermemiş, yaz ha geldi ha geliyor diye heyecanla beklerken… Saçım başım dağılmış, kan ter içinde çıktım bir sabah…

Çavdar Tarlasında Çocuklar

Amerikalı yazar J.D. Salinger tarafından kaleme alınmış bir roman olan “Çavdar Tarlasında Çocuklar”, yayınlandığı 1951 yılında büyük bir yankı uyandırmış ve Amerikan Edebiyatı’nın klasikleri arasında önemli bir yere sahip olmuştur. Gençlik sancılarına, toplumsal ilişkilere ve sorunlara odaklanan bu eser, baş…

BİR KÜÇÜK NOT

İletişim: info@rihtimdergi.com

YAZI GÖNDER

Geçici bir süreliğine ekibimiz dışından gelen yazılar değerlendirmeye alınmayacaktır.

Detaylı bilgi için tıklayınız.