Demlik
538 Articles0 Comments

Demlik bölümüne gelen yazıları yayımlar.

Aşk ve Kavga

Aşk ve kavga adamı Olarak anılmak istedim hep. Ne eşsiz bir söylemdi Aşk ve kavga Ne güzel bir eylemdi Bu amacın peşine düşmek değil mi? Binlerce kişi için atarken kalbin Ve yeri geldiğinde Başkaları için de Ölmeyi göze almışken yüreğin,…

Kendini Bulana Dek

Çünkü kendini çok fazla şanslı sayıyordu ve şansa bakın ki kendini şanslı görmeye yetecek kadar inandırıcı pek çok şey de hayat tarafından bir sabahta verilmişti ya da verilmemişti, fakat o öyle sanmıştı. Böyle olunca o da şaşırmıştı elbette çünkü bu…

Güliz

Yürüyorum. Ucu, bucağı görünmeyen daracık bir sokakta, yürüyorum. Ay, dolunay; söndürmüş ışığını, o da bırakmış beni tek başıma. Yürüyorum, sancıyorum her adımda, canım yanıyor ama ben, bundan zevk alıyormuşçasına adım atmaya devam ediyorum. Neşter vurulmuş bir can bendeki, yarası kapanmayan;…

Mozita

(Bu bakire bir fahişenin, Fahişe Mozita’nın öyküsüdür, sonu olmayan, asla bitmeyecek olan…) “Aşk karın doyurmaz derler, hakları var, doyurmuyor. Neyse ki benim karnım değil, kalbim aç,” der Mozita. Artık lal olmuş bir dilde, bakire demektir Mozita. Ve bir fahişedir Mozita,…

Buhran Beyanatı

Kelam çizgisinin hudutlarını aştığının farkındayım buhranlarımın. Yine de kaleme anlatmak istiyorum siyah, sisli gökyüzümü. Bir döngüde kapana kısılmış feryatlarını duymaktayım hâlsiz düşen ruhumun. İçimde susturulmuş haykırışlar ayyuka çıkmaktayken büsbütün özgür bırakma hevesindeyim zamanın sahibine biriktirdiğim utançlarımı. Gönlümde bitmeyen zelzeleler hüküm…

Mavi Tren

Kara peronda mavi tren Düdük sesin kulaklarda Dumanın kalplerde mütemadiyen Ak bir mendil sallanır gıyabında Belki bir veda, belki de bir merhaba Kara peronda mavi tren Akça pakça hanımlarla dolu banklar Yorgun bakışlı işçiler minnettar Kimi nereye gidiyor bilinmez Bazıları…

Dünya ve Ebedi Âlem Arası Uzaklık

Yağmur yağıyor, Arap kızı camdan bakıyor, Kimse de sormuyor, yağmurun cazibesi mi sarıyor? Bilinmiyor, çok bilinmeyenli bir denklem var aşikâr. Gökyüzünden yeryüzüne kadim yağmurlar yadigâr… Uzaklık, dünya ve ebedi âlem arası uzaklık. Kuraklık, ağlamayla kalmayan gözyaşları. Kalp barındırır en gürültülü…

İşkence

Bir garip işkence gibi acılar, tortu olmuş, Düğümleniyordu boğazımda. Bir garip tutsaklık, Bir garibin tutsaklığı. Etraftakiler bakıp üzülürken halime; Hatta son hâliyle acıyla yoğurulurken vuslat; Yoğrulan her acı o an, Beyinde biriken bir kalp atışı, Kendini kaybetmiş bir adamın bulma…

Güneş

Elini eteğini yavaş yavaş topluyor sevgili. Bugün de ulaşamayacağımdan korkuyorum. ”Hayır” diyorum kendi kendime. ”Olmaz, dermanım kalmadı artık.” Çatlamış dudaklarımdan akan kanı emiyorum. Gözlerim kararıyor, bacaklarım isyan ediyor beynime, yalpalıyorum. Düşmek üzereyken asama veriyorum ağırlığımı, duruyorum. Yakınlardan su sesi çalınıyor…

Ahtapot Sancısı

Bak bugün en ince yerinden kopuyorum Sana doğru bir uçuruma yuvarlanır gibi Bütün kollarınla beni sarmış diyecek kadar Şimdi gölgen açılmış bir uykudur, tenimde Ben içimde susuz filizlenen keder ile yaşarken Olsun diyorum sonra: ama eksik kalıyor bir yanım. Yine…

BİR KÜÇÜK NOT

İletişim: info@rihtimdergi.com

YAZI GÖNDER

Geçici bir süreliğine ekibimiz dışından gelen yazılar değerlendirmeye alınmayacaktır.

Detaylı bilgi için tıklayınız.