Herkes konuşurken ben dinlerim sessizce İçimde sükutla bekler bütün cevaplarım Ben! Ben! diye söze başlayanları görünce Ne soru sorarım ne de cevaplarım Şeytani bir düşünce sarmalamaz beni Kendi namıma kurulmaz hesaplarım Gönlümden yol alır gideni geleni Ne gireni ne de…
Beraber Saçlarında Yaşayalım mı
Beraber saçlarında yaşayalım mı Bir deri kemik kalan yalnızlığım Saçlarına hasret; Kırağı düşmüş merakım içinde. Yakarca toplar gönlüm Beraber saçlarında yaşayalım mı Gülmek saçlarında kışın, En iyi yolu mudur ısınmanın bir Köşebaşı ateşi gibi; Beşikte uyur mu hâlâ leylekler mi…
Oyunlar Plazalar Ya da Tekrar Eden Soru
Evden çıkmak üzereydi. Bir an tereddüt etti. Sağına soluna baktı; pas atacak kimse bulamayan gard gibi şöyle bir kendi etrafında döndü. Kapının kolunu bırakıp geri salona yöneldi. Kendi kendine konuşmaya başladı: “Bugün işe gitmeyiversem olmaz mı? Telefon ederim Kazım’a. O…
Gölge
Güneşin beton binaların arkasından Yukarıya doğru yükseldiğinde, Gördüğüm tek gerçeklikti bu İçimi hissettiren, hiç olmadığı gibi. Beni sıcacık tutan, belki de tek Umudumun bana yapacaklarına İzin verdiğim adeta kavrulurken. Çiçek renkleri sokağında yürürken Bir ses duydum, daha önce Duyduklarıma benzeyen…
Lila
yağmurdan kaçarken doluya tutulmak gibi bir şey sana rastlamak, yeniden sevmek engeller var biliyorum, ben hep gidiyorum beklerim diyorsun, bekleyemezsin lila pervasızım yanlış yerlerde oksijen alıp karbondioksit veriyorum bunları bana sen söylemiştin sağırlar çarşısında gazeller atıp büyük bütçeli hayaller kuruyorum…
Şehirdeki Yanlış Gök
En kıymetli damla Gecenin en karanlık köşesine düştü Beş para etmez adamlar İntihar diye bağırıyor şehrin göbeğinde Zalimce bir tebessüm ve Sıra sıra idamlar Yaşamak güzel diye bağırın Bağırın göğü güneş olmadan göremeyenler… Ben, tarafımı yaşayarak belli ettim Sanıyordum Gece…
Anıma Çentik
Yine olmadı… Söyleyemedim işte Bakabildim sadece Gözlerine baktım, Ellerine, saçlarına, yüreğine… Her bir noktanı kazımak için zihnime baktım. Biliyorum, Yılları getirecek bu ayrılık. Yeni yaşlarımız olacak ayrı evlerde, Başka gözlerde göreceksin kendini. Hatta belki şiir yazdıracak sana birileri. Koklamadığım kitaplarda…
Dokuzu Son Gece
Yanlıştır oğlum varlığın. Tulumbalardan sal benzini. Günaydın. Merakından mı? Trambolinler seni beklemiyor hani. Kap bunu havadan, al! İnceliğin ha? Şaşırdık mı beklerken seni kalabalık meydanlarda yoksa? Sansız, zor yani! Dikkat et! Âşık oluverirsin, aman diyeyim, öleyazma ha! Seni düzerler. Kârlı…
Yolcu
Bekliyorum, bilmediğim istasyonlardan geçen yabancı trenlerin son düdüklerinde kalıyor o son parça umut ve umuda tutunmanın yabani tadı tırmalıyor boğazımı. Bu gidişe uzağım ben, aidiyet duygusu tatmamış bir insanın gitme arzusundan çok uzaktayım. Yabancı çiçekler tanımadığım kokular salıyor ölü ruhların…
Bulut
Bir bulut olsam mesela görünüşüm heybetli dağları andırsa ama ben bir pamuk edasıyla salınsam masmavi gökte sevgililer yatsa çimlere çocuklar baksa gökyüzüne hayaller kursalar üzerimde şairler ise yağdırdığım bahar damlalarına şiirler yazsa… öfkelendiğimde yahut üzüldüğümde sesli bir patırtı kopartsam döksem…