Ve şimdi yaşamak uykudan kalkmak gibi yeni esnemek, pencereyi açıp kuşlara yem atmak konuşmaktır menekşeyle şimdi uyku sersemi saçmalamak seninle ve şimdi yaşamak kırmızı ışıkta durmak sadaka vermek camı aç diyen dilenci çocuğa bende bozuk var diyorsun bak ne güzel…
Şehirden Kaçmak
Şehirden kaçmak istiyorum Yalancı politikacılardan, baskıcı ideolojilerden kurtulmak için Şehirden kaçmak istiyorum Çocukların şen seslerini yeniden duyabilmek, Bir kelebeğin kanat çırpışını yeniden görebilmek için Şehirden kaçmak istiyorum Zavallı bir evlat ve kötü bir yazar olduğum için Şehirden kaçmak istiyorum Nefretin…
Sorgular ve Sargılar
Sayfa sayfa çeviriyorum ömür yapraklarımı zihnimden. Bazı sayfaları boş ve kirli beyazken, bazı sayfalar ise bir hayli karalanmış. Bazı sayfalarda cümlelerin altı çizilmişken, bazı sayfalar ise yırtılıp atılmış. Ve devam ediyorum usul usul. İnce bir hışırtıyla ilerliyorum yaprakların arasında. Defterim…
Muhtelif Aşk
Büyük muhtelif bir aşka yol açıyor kalbim Ruhum bilinmez rüzgarlara tutulmuş, Bedenimle birlikte tam istikamet huzura yol Benim için, Gizli bir kutu şu an yüreğin Nedir, ne değildir bilinmez; Sonu meçhul bir bilmece sadece günümüzde. Gelecekte ise yaşandı ve mutlu…
Bu Son Gece
Bu gece de aynı şehirdeyiz sen ve ben İhtimal ki son gecesidir kentte; ellerimizin Bu narinlikle bu zarafetle iştirak etmesi Bilmiyorlar durumu ne elim ne elin ay gülümserken Ne olur dur dünya dur ki dolanıp durma! An dursun zaman dursun…
Odam Fanusa Benzer
Ne kadar da çok benziyor Odam fanusa Bir karınca çırpınıyor içinde Camlarına vura vura Ayağı morarmış Ne kadar da çok benziyor Odama fanusa Bir karınca çıkmaya çalışıyor içinden Eski bir dağı aşarcasına Ayağı su toplamış Ne kadar da çok benziyor…
Unutamazsın
Daha yolun başındayken duyar gibiydim kıyıya vuran dalgaların şırıltısını. Uçuşan kuşların kanat çırpmalarını bütün heyecanımla dinliyordum. İşte bütün yıl beklediğim tatil gelmiş, köye, dedemlerin yanına gelmiştik; her yıl olduğu gibi… Burada büyük bir bahçeleri, birçok tarlaları vardı. Bize düşense onları…
Halet-i Ruhiye
Kendisini yavaşça evin girişinde bulunan koltuğa bırakıverdi. Sanki içindeki tüm ağırlığı koltuğa yüklemek ve kalkarken onları orada bırakarak kalkmak istiyordu. Uzun süre kıpırdamadan durdu; içindeki sesleri susturmak isteyip istemediğini bile bilmek istemedi. O, susturmak için uğraştıkça, sesler yükselip, dayanılmaz hâle…
Küçük Harfler
‘Acı’nın serüvenidir insan ‘İlk gün’ yazdı tarihini yokluk Nefesi meşgul eder dil Aldanmayı sevmeyen mi var Boşlukta yitip-gitmek pek hoş Hiçlik kazandırır cana ruh Tanrı’nın suç ortağıdır şeytan Yankısız ses söz sayılmaz Kendiyle dertleşir doğa Taşın yaşa küstüğü görülmüş değil…
Son Vurgun
Dım, tım, tam, pom… Doğru kelime hangisi bilmiyorum. Önemi yok. Yedi dakikadır peşimdeler. Sekiz de olabilir. Dokuz olamaz. Olamaz işte. Ayak seslerini duyuyorum. Sanırım, izlerimi örtmekte, düşündüğüm kadar iyi değilim. Bakışlarım, yeşillikler arasında mekik dokuyor. Birkaç dakika öncesine kadar, bu…